Ayşe Yarman Öztekin, İstanbul'da anne-baba Hukukçu bir ailenin beş çocuğundan biri olarak dünyaya geldi (1946) : dört mühendis kardeşe karşın eczacı oldu.
Mezun olduğu (1963) İstanbul Kız Lisesi'nden arkadaşlarıyla bağları ve hayattan paylaştıkları halen aynı içtenlik ve yakınlıkla devam etmekte.
İlk ve tek aşkıyla evlenip (1969) , eşinin doktorası nedeniyle gittiği Paris'te beş yıl yaşadı, mesleki araştırma ve gelişimini sürdürürken kültür ve sanat etkinliklerine katılma fırsatı buldu.
Eşinin Karadeniz Teknik Üniversitesi'ndeki ...
Titredi uykusunda,
Bilinci ayaklandı.
Kirpiklere tutkallı,
Mahmur kader uyandı.
Çiyli gözler çapaklı.
Masmavi göğe salındı,
Renk cümbüşü uçurtmalar.
Sarı gözlü, ak duvaklı
Narin, nazlı papatyalar.
Fermanında mor sevdalı,
Kutsal özü evrende,
Saklı gizli her yerde.
Devleşiyor yürekler,
Aşama aşama keşfiyle.
Cançiçeği Cançiçeği!
Ruh evimde tüttü,
Baharın özlenen sevinci!
İçime ışık ışık doğar umudun güneşi.
Elimde som altından yükselir,
Cennetten dünyaya inmiş!
Efsunlu güzelliğiyle büyülemiş.
Hülya dolu bir düş gibi,
Mutluluğa uçtum, Abant’a kondum!
Oynaş oynaş güneş tepelerde, dallarda yapraklarda...
Bayrağımın dalgalanışına kapıldığımda,
Bir yıldız düşer kanıma.
Şahlanan yüreğimin coşturan sevinciyle,
Uçarım göklerin tek ayına.
Ülkemin paha biçilmez topraklarında,
Cemile, tahsilini başarıyla tamamlamış, iki fakülte mezunu olmuştu. İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirip, Milas’a hâkim olarak tayin edildiğinde, daha on dokuz yaşındaydı. Babası ve annesi, çarpıcı güzellikte olan Cemile’yi, ‘birlikten kuvvet doğar’ düşüncesiyle, dört yaş büyüğü olan ablası güzel Zehra ile gözyaşları içinde Milas’a uğurladı.
Muğla iline bağlı, bu yemyeşil belde (Mylassa) , Sadra Dağı’nın etekleriyle, bu dağın önünde yer alan tepelerde kurulmuş, zamanla ovaya doğru yayılmış, M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzanan antik bir kentti.
M.Ö.334’de Asya seferine çıkan Büyük İskender Milas’ı almış, fethettiği Güney Batı Anadolu topraklarıyla birlikte Milas’ı da, Karya Kraliçesi Ada’ya vermişti.
Mylassa, M.Ö.143’de Roma İmparatoru Macmilius’un arzusu üzerine, bir sınıf anlaşmazlığına hakemlik etmiş ve bu tarihten itibaren, Roma Valileri’nin başkanlık ettiği mahkemelerin merkezi haline gelmişti.
Bizans döneminde piskoposluk merkezi olan Milas, bu döneme ait tarihi kalıntıları barındırmaktaydı.
Daha sonra, sırayla Selçuklu, Menteşeoğulları ve Osmanlılar döneminde inşa edilen Beçin Kalesi, Milas Ulu Camii, Belen Camii, Milas Ağa Camii, Firuz Bey Camii; köprü, han, hamam ve külliyeleriyle zengin bir tarihi dokuyu sergilemekteydi.
Hollanda uçağında,
İnişe geçiş anında,
Çakıldılar toprağa…
Üçe bölünmüş uçakta,
Ahmedim, kopan kuyrukta
Güneşin bahar ışıklarıyla,
Mavisini coşturuyor deniz!
Gün çoktan uyanmış sabaha,
Saat olmuş sekiz...
Gözlerim suların kıpırtılarında,
Bahar bürüdü, sardı her yanı!
Tepede, kırda, koruda, kuşlar kıpır kıpırtılı!
Koklaşan öpüşen halleri, cıvıl cıvıltılı!
Kalbim, sihirle büyüyen çiçeklere sevdalı,
Coçturuyor tabiat, uçuruyor kanatlı!
Şiir sayfama yaptığınız her ziyaret için binlerce kez teşekkürler.Duyarlı yüreğiniz var olsun efendim.En derin saygılarımla..