Bir bebeğin gülücüğü,
Bahar çiçeği öpücüğü.
Neşe ve huzur çınlar,
Saf mı saf sesinde.
Gül kokuları var,
Çiçekler açan nefesinde...
Bahar bulutları, rüzgârla dansta.
İkisi de yarışıp, göklere açılmakta.
Takılarak gözlerim, mavili oyunlara.
Ben de katıldım işte, bu uçarılıklara.
Derken bir uçurtma, sallayarak başını,
Seher vaktinin gizemli sessizliğinde,
Bir iyimser gül, dedi ki karşıdakine:
‘’Şafak beni saracak, yanık tutuşuk renklerle! ’’
‘’Aşıklarımın solukları, kırağı olacak üzerimde! ’’
Kötümseri, taçyapraklarını kapadı.
Erik ağacına kurulu bir salıncak.
Ilgıt ılgıt esen meltemle yarış yarış,
Saçlarda uçuş uçuş çiçekler, yaprak yaprak.
Çocuksu düşlere uçuran perili oyuncak.
Hep doğduğumuz gibi saf kalsak.
Sevdiğimle yürüyorum yağmurda.
Sonra coşarak boşalan, oluk oluk sağanakta.
İliklerime kadar ıslanıyorum.
Hasta bedenim, kanatlanıyor mutlulukla.
Sevdiğimle yürüyorum yağmurda.
Bugün babanız erken gelirse diye,
Evden çıkmadım, güçlü bir his ile.
İyi ki de çıkmamışım, sevincim oldu!
Çıkagelmez mi ikide?
Basbaşa yedik yemekleri.
Canların en tatlısı,
Kimdir diye sorsalar?
İlke Şekercan derlerdi!
Kelebek kanadı gibi ince ve güzel,
Tenlerin en yumusağını,
Kemik kemikti elleri.
Zayıftı, kopacaktı her yeri.
Gergindi, karnı şişmişti.
Bakışları içten, derin, bir okadar da kederli.
Güçsüzdü açlık kokan nefesi...
Alaca karanlık ağarırken,
Güneş enerjisi soluyacak ciğerlerine.
Azim taşan bedeninde,
Sessiz, ince özverilerle,
Son nefesine dek tükenmez enerjilerle,
Bir hastalığın kurbanı olmuşsan,
Bir yığın karardan birini seçip tutunacaksan;
Kendinle ve mantığınla iç hesaplaşmanda,
Kalakalırsın bilmediğin, sınayamadığın meçhul bir yolda.
Devasa bir alet, dönüp duruyor etrafında.
Şiir sayfama yaptığınız her ziyaret için binlerce kez teşekkürler.Duyarlı yüreğiniz var olsun efendim.En derin saygılarımla..