Doğarken sorulmaz.
Ölmek kaçınılmaz.
Yaşarken düşünmeli.
Hayatı yönetmeli!
Evin önünde bezenmiş bir karış bahçe.
Hanım ellerle işlenmiş inceden ince.
Emekle derlenmiş coşkular içinde.
Sevgi dili kurulmuş renkli titrek petallerle.
Kimi, ak alın gibi pak beyaz, saf duruşlu, nazenin.
Toprağın çimen dokusunu,
Ak papatyalar sarmış.
Her birinde, tek top sarı bakış,
Beyaz latif yapraklarla açmış.
Birine sevgiyle uzanıp
Suya bir taş attım defalarca sekti.
Islığı sönerek ‘’özledim, özledim, özledim’’,... dedi!
Lisede öğrenciydim,
Başarılı ve sevinçliydim.
Bir gece ileri saatte,
Dalmış çalışırken şevk ile,
Uyanan bir yaz sabahının serin ıssızlığına,
Evimin kapısını araladığımda,
Bir yılan buldum oracıkta!
Donuktu, durgundu, uykulu muydu?
İrkilip öylece bakakaldığımda,
Heybetine vuruldum ilk gördüğüm anda
Nur ağar ak bulutlardan doruklarına
Haşmetine dalan içim kabına sığmaz
Neşter yemiş göğsümde kanım donar akmaz
Bereketle fışkırır her yandan yaşam
Bin bir gizeme bürünmüş buram buram
Yer gök uçsuz bucaksız sınırsız kaynak
Can kuşanır arzuyla hava su toprak
Akşamüstü meltemleri,
Özü dönmüş mutluluklarla esintili.
Bakışlarım, mavi engin sularda hayalli.
İçimde, cennetle buluşmanın sevinci!
Seher vakti baş döndürür, çiçek kokuları.
Hayatın uçurumuna takılı
Debelenir, can çekişir dururum.
Işık ver, ey yaşam bağım umudum!
Sabır damarım çatırdar göğsümde.
Kırık acıların esaretinde,
Şiir sayfama yaptığınız her ziyaret için binlerce kez teşekkürler.Duyarlı yüreğiniz var olsun efendim.En derin saygılarımla..