sabahın serinliğinde
gerinen ağaçları saran rüzgârların
nefes hoşluğu yayılmış etrafa
bendeyse
yavru bir kirpinin büzülüşü
dudağı karıncalanan günün
tekil düşüncelerin içinde aşk
bir kalpten ötekine giden
aşka düşmek istemem
kalbime sahip çık
aklım
gecenin loş aydınlığı sarar odayı
gölgeler ve ışık oyunları duvarlarda dudak dudağa
kıvrak alevlerinde mumun oynaşan melodik dramı
kederi tetikler hüzün erir kalbim ateşi dokunur sıcağın
yaprağı oyalı karanfillerin tutuşur yüreği
dalları eğik bir nar ağacı gibi
dökülüyorum ellerine geceden
taze fesleğen kokusu uzaktaki hayalin
özledikçe gölgen kavuruyor tenimi
kalbimin söküklerini toplayıp
eğitimsiz buhranlar eşliğinde
derme çatma bir masalın
ürkek kanatlarından uçuyor kuşlar
siyah beyaz fotoların devrim yarattığı
mevsimleri sırtlayıp geliyor zaman
elinde keskin bir orak
harmonik dalgaların geriliminde zaman
yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal
yuvarlanıp gidiyoruz kimsesiz taşlar gibi
periyodik değişimlerin içinde
dünya fazında
tütsülenmiş bir noktayım camlarda
buğulu bir göz bir ağıt adım unutulan şiirlerde
dilim uzun elim kısa yine de
ıssızlığı tutup çekebildim
yakasından
ah! günün solan saltanatı
geceyi zerk et zamanın koynuna
usul usul içime kıvrılan keder
alıştım nasılsa yorgan döşek yatmaya
acının tozlu patikalarına koşmaya
üflensin ney çalsın sazlar
uçurumun dibine ittiler
orada kırk gün kırk gece uyudum
aradım ruhun yollarını kalbimi sustururken
sükût havalarında
geldi üzüm mevsimi
sıcaklar peşimde karanfil
serin bir gölge gördüm gölgenin içinde
uyku uyusam mı gündüz gözüne
bilemedim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!