Gözlerin...
Beni kendime düşman eden iki suskun çağrı.
Ne söylesem eksik kalıyor o bakışlarda,
Ne yazsam, yine de senin kadar güzel değil…
Bir akşamın içine gizlenmiş gibisin,
Gözlerin...
Sanki sabahın en sessiz duası,
Geceden çalınmış bir parça yıldız gibi parlıyor.
Bir bakışın yetiyor,
Yürek kıyıma vuruyor dalgalar gibi,
Ne yana baksam sende başlıyor bütün şiirler.
Kaç şiire sığardı ki gözleri,
Bir mısrada başlasa, öbüründe taşardı,
Geceyi yutardı bakışlarıyla,
Ve yıldızları sustururdu tek bir bakışıyla.
Göz yaşlarımla yazıyorum bu satırları
Yüreğim paramparça,
Ne bir sığınak kaldı gecelerde,
Ne de adımı anan bir dua.
Gözlerin güneş gibi,
Güneş doğarken saçılan o ışıklarda kirpikleri,
Toplasam dünyadaki bütün çiçekleri,
Belki gözlerini çizerdim ama bir bakışına yetmezdi.
Çünkü senin bakışında,
O da öyle bakmasaydı, öyle güzel bakmasaydı, Hakim Bey,
O gözleri, o kirpikleri, o kaşlarıyla beni yazgıma çivilemeseydi,
O gülüşüyle içimde bir bahar koparmasaydı,
Saçları rüzgâra değip de beni delirtmeseydi,
Vallahi de billahi de ben böyle yanmazdım!
Seviyorum seni.
Bu bir suç duyurusudur,
Gönlümün mahkemesinde sanıksın,
Yargısız infaz edilmiş düşlerimin faili.
Delillerim var, inkâr edemezsin,
Ben ki hasrete pervane,
Gecelerin titrek alevinde yanarım.
Adını anmaktan eskimiş dudaklarım,
Zamanın unuttuğu bir dua gibi,
Gözlerimde mühürlenmiş bir hikaye.
Hasretim olur, iki kaşının arası,
Kapanmaz bir mesafe, vuslatın yarası.
Bir nefeslik yakınlık, bin ömür kadar uzak,
Kalbimde taşıdığım, sensizliğin tuzak.
Vuslatımdır gözlerinin karası,
Her şeyi unut,
Ama bir şeyi asla:
Beni senden, seni sevmekten
Vazgeçmek zorunda bırakışını…
Derler ya hani,
Sana son şiirimi ayağı kırık bir at getirecek,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!