Gerçek aşk, bir baharın vaadi değildir,
Ne de yaz güneşinin kavurup geçen sıcaklığı…
O, toprağa düşen tohumun sessiz yemini,
Kışın en sert rüzgârında bile filizlenebilmenin adıdır.
Aşk, gözlerin baktığı yerde değil,
Gözleri… sanki içinden geçen mevsimleri anlatıyordu.
O an, içimde
bir şey yerinden oynadı
ve bir daha hiçbir yere ait olmadı.
Ruhum bir rüzgar gibi savruldu,
Gözleri diyorum, gözleri...
Bir ömre razı eder insanı,
Bir bakışıyla başlatır kalpte baharı.
Ne gülüş gerek, ne söz...
Yalnızca gözleriyle sever,
Ve ben gözlerinde var olurum her gece.
Gözlerin...
Sanki sabahın en sessiz duası,
Geceden çalınmış bir parça yıldız gibi parlıyor.
Bir bakışın yetiyor,
Yürek kıyıma vuruyor dalgalar gibi,
Ne yana baksam sende başlıyor bütün şiirler.
O da öyle bakmasaydı, öyle güzel bakmasaydı, Hakim Bey,
O gözleri, o kirpikleri, o kaşlarıyla beni yazgıma çivilemeseydi,
O gülüşüyle içimde bir bahar koparmasaydı,
Saçları rüzgâra değip de beni delirtmeseydi,
Vallahi de billahi de ben böyle yanmazdım!
Seviyorum seni.
Bu bir suç duyurusudur,
Gönlümün mahkemesinde sanıksın,
Yargısız infaz edilmiş düşlerimin faili.
Delillerim var, inkâr edemezsin,
Ben ki hasrete pervane,
Gecelerin titrek alevinde yanarım.
Adını anmaktan eskimiş dudaklarım,
Zamanın unuttuğu bir dua gibi,
Gözlerimde mühürlenmiş bir hikaye.
Hasretim olur, iki kaşının arası,
Kapanmaz bir mesafe, vuslatın yarası.
Bir nefeslik yakınlık, bin ömür kadar uzak,
Kalbimde taşıdığım, sensizliğin tuzak.
Vuslatımdır gözlerinin karası,
Bir bakışla başlar bütün evren,
Gözlerinde yankılanır ilk söz,
Bir gülüşünle ısınır zaman,
Sen istersen anlam kazanır her şey.
Sen susarsan dil yetim kalır,
Artık bundan sonra kaça deseler hiçe sayarım,
Hangi terazi tartar ki bir ömrün sessiz ağırlığını?
Hangi söz dindirir bir kalbin kendiyle kavgasını?
Ziyan olmuş her düş, her iz,
Bedenime kazınmış birer kara yazı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!