1982 Adana doğumluyum. Marmara Üniversitesi Elektrik Öğretmenliği mezunuyum. Önceki eğitimlerimi Adana'da tamamladım. 07.07.07 tarihinde dünyânın en güzel kadını ile evlendim. Ve Rabb'in inâyeti ile 03.08.08'de dünyânın en güzel bebeği İsmail Ammar, 22.09.2011'de de dünyanın en güzel bebeğinin kardeşi Ali Mahir dünyâya 'merhaba' dedi. Halen Adana Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmaktayım.
Buraya kadar normal... Şimdiii...
İri kıyımım, sarı saçlıyım, mavi gözlüyüm, gözlüklüyüm... İçkim yok, kumarım yok ( ...
'Ben? ' dedim, 'SUS! ' dedi
'Sen? ' dedim, 'BİZ! ' dedi
'O? ' dedim, 'SİZ! ' dedi
'Biz? ' dedim, 'ÖZ! ' dedi
'Siz? ' dedim, 'BEN! ' dedi
'Onlar? ' dedim, 'ANLAR! ' dedi
Gözlerine hüznümün katresi demirlemiş
Bu yakamoz değil sen ağlamışsın İstanbul
Bir zaman surlarında nice toplar gürlemiş
Şimdi sevdâyı yâda bağlamışsın İstanbul
Korular yeşillenmiş, süslemiş omuzunu
Sorarım size dostlarım
Bu mu haktır adâlettir
Yüreğimiz iki yarım
Bir tarafı atâlettir
Münkir mü'mini görür hor
(Lise yıllarımdan... Tam delikanlılık çağım...)
Caydıramadı kararımdan beni Göktuğ
Soldum,insafsızca açanlara nispet
Zaten yoktu bir tek yaprak dallarımda
Kim bulmuş çiçeği
Ağlamanın ne yeri var ne de zamânı
Erkekliğe leke değil, vuslat gümânı
Yaş dökenin günden güne artar imânı
Ağlamanın ne yeri var ne de zamânı
Yaralara dermân olur Hakk'a sarılmak
Sevdâmıza değmez küfrün kurşunu
Göğsümüz çelikten dağlara benzer
Bir solukta geçtik kırkbin arşını
Bizimle bu yollar bağlara benzer
Kurtulur pasından kılıçlar kınlar
Aklımla oyun oynama
Değiştirme dünyamı
Ruhum kanamaz
Sen dökülmezsin
Kırk boğum atardamarım
İlkindesin daha
Sahip olduğum bir sen ve bir çift ela gözdü
İl ne sıcak ne soğuk, yurtta ne kış ne güzdü
Şiirim türküm bile beni şöyle bir süzdü
Onlar da gitti Rabbim, ben ne söyleyeceğim?
Gün gelirde Azrail çökerse boğazıma
(Askerde yaşadığım kötü bir olayın ardından hemen anamı arayıp ses tonunu kontrol ettim, 'acabâ haberleri izledi mi' diye. İzlememiş, gülüyordu garibim. Ben de güldüm. Kalbimdeki kokru hissinin her bir zerresi tek tek merhamete dönüştü. Sen üzülme anam, ben korkudan ölsem de susmasını bilirim! Senin gözün dolsa ben ağlarım, sen ağlasan ölürüm, öldüğünü hayâl bile edemem. Sen gül anam, ben hem korkarım hem ağlarım. Yeter ki sen gül, canım anam! ! !)
Dağlanır dağılırım, görsem yüzünde keder
En büyük korkum oldu sensiz çıkmak yarına
Tarttım arzı etmiyor, bir damla yaşın kadar
Yeter ki sen gül anam, ben ağlarım yerine
Ah gardaşım, ah gardaşım, gardaşım
Geceler zâlim geceler, bende geceler
Dilim ismine müptelâ, her gece durmadan heceler
Elimizde kaleşnikof omuz omuza koştuğumuz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!