Ağlama imamım akmasın yaşın
Şandır gövdenden ayrı duran başın
Çatılmasın sakın o hilâl kaşın
Gülerek gir şehidlik bahçesine
Bildiğini biliyorum ben de sus
Hakkı öğretse gerek çağdaş olan her okul
Ey 'modernim' diyerek, hakkı bilmeyen akıl
04.06.2006 Gaziantep
Arka sokak izbeydi belki
Bir feryad duyuldu
'Git artık buradan! Oğlum yok senin gibi...'
Önce bir ayak çıktı ahşap kapıdan dışarı
Yumurta topuk
Yanağım ark olmuş gözümden yaşlar
Süzülüyor ince ince Yâ Vehhâb
Kalbimde bitmeyen bir savaş başlar
İçerinden Sen gidince Yâ Vehhâb
Senden isteyenin boş dönmez eli
Yüreğimde bir sevdâ var
Ağlar ağlar
Hisleri olmayan duvar
Ağlar ağlar
Altın, gümüş, tunç ve bakır
Bak oğlum bu gördüğün gözyaşıdır
Korkağın utancı, merdin aşıdır
Ağlamak bir nevî def-i hâcettir
Gülmeyi unutmak yolun başıdır
Doğarken anandan ağlarsın önce
Ağlamayı özledim, nasîb olur mu bilmem
Gülenleri izledim, gayri gülmeden ölmem
(Şırnak - 26.02.2006)
SÜMEYYE KIZA ARMAĞANIMDIR...
Dün
Dünyadaki en fakir gün
Birkaç tâne doğru söz isteyince söylemek
Dinleyeni, diyeni kaptılar köpek gibi
Gerçek olanı şiâr, ağır geldi eylemek
Sıkışınca başları saptılar köpek gibi
Üçbeş haysiyetsize açıp kucaklarını
Görmesin gözünü kanlı gözlerim
Boşalır, toprağı kızıla boyar
Ey gözü mavilim, seni özlerim
Günler ki geçmeyen hasrete doyar
Kalmadı erkeklik, kalmadı gurur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!