Bana “neden?” diye sorma sevgilim,
Bir sebebi yok bazı yangınların.
Gözlerin düştü kalbime bir gece,
Ve ben, o günden beri alev alev yanarım.
Zaman mı? Durdu belki de,
Ben nerede yanlış yaptım,
Sevmenin dilini bilmedim mi?
Yoksa verdim mi fazla,
Kalbimi çok mu açtım gizliden?
Gözlerimde saklı kalan umutlar,
Gözlerimi unutma, o son bakışı,
Sana veda eden bir yürek taşıdı.
Ne kadar sustuysam, o kadar söyledim,
Bir çift gözde saklı kaldı her pişmanlık, her izin.
Sözcükler yetmedi, suskunluk haykırdı,
Bir masal gibi başladın sen,
Gözlerinle kandırdın beni ilkin.
Gülüşlerin tuzak, sözlerin zehir,
Ben gerçek sandım, sen yalandın derin.
Bir figürmüşüm senin sahnende,
Özlemedin mi beni?
Gece olunca düşmedim mi aklına,
Uykuya dalmadan önce içini sızlatmadı mı adım?
Bir şarkı çaldığında,
Bir sokaktan geçtiğinde,
Bir rüzgar yüzüne değdiğinde hatırlamadın mı?
Onu çok özlüyorum be usta…
Her sabah gözlerimi açınca ilk düşündüğüm o,
Her gece yıldızlara bakarken adını fısıldadığım o.
Kalbim yarım, ruhum eksik,
Her nefesimde onun izi, her adımımda onun gölgesi.
Rabbim…
Bir ben bilirim içimdeki fırtınayı,
Bir de Sen.
Herkese gülerken
Sana sessizce ağladım ben.
Keşke daha önce çıksaydın karşıma,
Daha az kırılırdı belki bu kalp, bu can, bu umut…
Seninle tanışmadan önce
Hayat eksikti…
Tamam gibi görünen eksik bir tabloydu
Ben hep gölgede kalmış bir çerçeveydim.
Bir Yaman Karaca geldi geçti,
Rüzgâr gibi esti, savurdu dertleri.
Bir türkünün nağmesinde saklı kaldı adı,
Bir dost muhabbetinde hâlâ yankılanır sesi.
Dünyadan gelip geçen nice insan gibi değil,
Karanlık çekilirken sokaklardan yavaşça,
Gecenin yorgun soluğu sinmiş masalara.
Bir çay daha demlenir içten, sessizce,
Sabahçı kahvesinde başlar hayat, usulca…
Köşede oturur bir amca, gazetesi sararmış,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!