Bir sedef kaplıydı, o inci beden...
Gözün alamazdı, bir nazar eden...
İstedim, istedim olayım yeden...
Olamadım halâ...bilmem ki neden? ..
Senle iken bile, özlerdim seni,
Yaratıp ayırdın kendinden beni,
Ben başkayım, bir başka... ben sendenim!
Onlar bir yumurta, bir zerre meni!
Bir gül bahçesi, yediverenden mi derdiler seni?
Gök ile yoğurup da mı gözlerini, verdiler seni?
Bembeyaz, ak - ak tül bulutlara mı serdiler seni?
Nedir bu ten, bu göz rengin, bu mis kokun, nedir ne bu?
Bu yaptığın nedir bana, zulûm mü?
N’emsin benim, dikenim mi gülüm mü?
Nedir - ne değildir bu... söyler misin?
Yaşattığın hayat mıdır... ölüm mü?
Ne diye çekinirsin ben gibi bir şaşkından...
Evet! deliyim ama, bil ki senin aşkından...
Önce, aklı başında...adam gibi adamdım,
Çektin aldın aklımı çeker gibi bir kın’dan...
Senin gönlün kâse-i fağfûrdan da benimkisi mi çamurdan?
Çabucak kırılıyorsun ki ne desem, ne yazsam ordan, burdan(!)
Âdetin midir bir barışık bir dargın, bir barışık bir dargın? !
Dûa et âşığım sana da tek sözüm yok! zîra... gönlüm nurdan!
Bakan bir göz, bakar’dır... gözse o, görmek gerek!
Gören göze, akılla... düşüne - bilmek gerek!
Ol’muş olduğun ne hoş! Öleceğin de öyle!
Bunu görüp, anlayıııp... sonun’a gülmek gerek
Baktıkca herkese... “var mıdır acep senden eser? ”
Boşa bakınırım “neredeee? Yok ki hiç! Ne gezer! ”
Onlar kaybetmiş, bulmuşsun sanki sen, hasletleri,
Bu yüzden böyledir, pişman - dertli, bu yüzden, bu ser!
Ben bir kabım, dolarım... boşalttığın ne ise,
Kötüyse sızdırırım, gerek yok hiç beise,
İyide kötü durmaz! Doluysa zaten almaz!
İyidir bende kalan...bir de O’ndan şey ise!
'Aşk' dediğin büyüdür, evlenince bozulur!
Her ne bağ, örgü olsun, temas ile çözülür!
Kim severse çılgınca, 'evlenmesin' derim ben,
“Sev” gider de “gi” kalır... ikisi de üzülür
Müdürüm ben Kadir Peşmen sizinle görüşmek istiyorum.Saygı ve selamlarımı sunarım.
Atakan Bey...
Hakkında konuşmadan önce çok düşünülmesi gereken biri.. hissedebildiğim kadarıyla, mükemmeliyetçi, hiperaktif, dost ve çok sadık bir arkadaş.. hep var olun Atakan Bey..