arife günü çıkmaz sokakta
gün ısmarlamışım mutluluğa
bülbüller ağıtta gül ağacında
oturdum iki elim şakağımda
mutluluğum kalmış başka bayrama...
yeşile çalıyor mevsim
tutuklu annenin gözlerinde
özgür yıllara
oynuyor ellerinde
masum şarkılarda nakarat
uyuyor derin nefesinde...
bakın yine çatmışlar kaşlarını
darıltmışlar bulutları
zevk alıyorlar onları ağlatmaktan
doğa düzenidir belki
birisi ağlayacak öteki sevinecek demek ki
bozkırın fırtınasına
yoldaş olmuş
uçuyor sevdalara
umursamıyor Sivas
gönül tellerinde
yüreği titremiş
amaç yazmak
algılamak görüntülerini
ağır çekimini yakalamak
zamanın renkli ekranından
yazılmağa değer neler varsa
taşlarla bezenmiş boylu boyunca yeşillik
ne zaman geçerseniz geçin hakimdir sessizlik
ne ağlayan ne gülen var makamında
ağaçlar kuşlar da bunun farkında
burada uykular derin mi derin
yine de kimseyi rahatsız etmeyin derim
yıllara acıma varsın gitsin
aşk şerbetinden içen de o
şaraptan yüzünü ekşiten de
yağmurlarda yıkanan da o
çamurlarda kirlenen de
onun yüreği var ama
bir sınırlanışın eşiğinde kalemlerimiz
sonbaharda doğanın geri dönüşü gibi
ayrılışa kuru bir sesleniş
şimdi düşüncelerimiz
susuzluktan çatlayan toprağa
altın damla ama düşlerimiz
işte geldik, işte gidiyoruz
arşınladık yolları, yarları, izleri...
kime ayırdık zamanımızı
kime gönderdik mektuplarımızı...
ayrılık vakti çöker karabulutlar
kucağımızda sevaplar, günahlar
sevgi sarmallaşmış aşk odunda
nur saçıyor gecenin zindanına
iki birim çarpılmış toplanmış
ayar veriyor aşkın dozuna...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!