Günlerden cumartesi.
Yağmur yağıyordu.
Damdan bir güvercin düştü.
Bembeyaz, irice bir güvercindi.
İki üç çizikle atlatmıştı ölümü.
Gözleri melül bakıyordu.
Ben,
bir doğulu olarak varım, onlar batılıyken.
ne alafranga ne de avrupai,
biraz oryantalist çokça İslami.
Ben,
Ben,
Dumanlı akşamların içinde,
koynumda gönül alan çiçeği toplarken,
aşık olmuşum.
Eski, usülsüz bir tren gibi,
Gidiyorsun durmadan.
İçinde, elbisende süslediklerin.
Küçük adımların.
Yavaş yavaş dönüp bakmadan.
Sıyrılır nihayet savaşlardan.
Bu hayatın bir kısmi kablolarıyla,
Bağlantımız kesiliyor.
Birileri tarafından belki,
Bekliyoruz, beklemeyi sevmeyi.
Bunakların huysuz kadrolarıyla,
Bensiz bir pazar düşünemiyorum.
Beni tanıyor musun?
Ben ya, Alper.
Liseden hani.
Sana bakıyordum.
Yok mu?
Silüet miyim ben?
Bütün borçlarım,
Sakalımın kesilmesiyle siliniyor.
O kapıdan girince birden,
Bağırıp çağıran sesim kısılıyor.
Berbere hükümet diyorum,
O fransızca konuşuyor!
yeni bir hırka alıyorum,
beyaz.
sevgiden romanlar yazıyorum,
al kalemi, sen yaz.
çünkü,
kendini benden daha iyi yazarsın.
Koca yerkürenin üstünde.
Beyazdan siyahiye milyonlar.
Umut ışıkları sönmek üzere,
Hep savaş, ağlıyor insanlar!
Paranın egemenliğinde,
beyaz hırkanı giyip
tüm soluklarınla önümden geçince
gözlerimdeki o yitik
o pervasız bakışlar kalıyor geriye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!