Herkesin sevdiği o şehir,
Benim yarımın yuvası,
Canımın acısı,
Ömrümün törpüsü artık.
İçimde bir yara,
Bir ukte,
Ömür dediğin bir göl,
Kıyısında allı beyazlı çiçekler,
Tepesinde yüzer ördekler,
Çeşit çeşit kuşlar gelir,
Mahlukat suyundan içer,
Kimisi üstünden göçer,
Aklın muhasebesi darmadağın,
Gönlümün mizanı sana yaslanmıș,
Dün ile hep aynı bugün ve yarın,
Bir ağacın üzerindeki iki isim,
Sende izi olmasa bile,
Bu anılar bizim,
Hala sıcakken șu bedenlerimiz,
Dokunabiliyorken ellerimiz,
Yașanmalı bütün sevgilerimiz,
Sevdamı kabre bırakma kardelen.
Bakıșlarımız birbirine değse,
İnan her şeyden çok isterdim,
Yüzüne aşkla bakmayı sevgilim,
Ellerini tutup gözlerine dalmayı,
İnan her şeyden çok isterdim,
Sana bir gönül dolusu sarılmayı.
Gözlerini hafifçe kısıp izlerken beni,
Kadın! Nadide süsü bu köhne dünyanın,
En güzel yanı bu dünya denen rüyanın,
Bir uçsuz ebed saklıdır gizeminde onun,
Elbet çözülür lakin; yoluna girer yolun.
Kadınlar çekip çevirir onca zorluğu,
Ne ayrıldı yollarımız ömrümün güzü,
Şaşırdım hem geceyi hem de gündüzü,
Sevdadır kefen ile sarılı hüznü,
Kalbi kırık şiirlerim sana ağlıyor.
Söyle nasıl unutsun seni bu yürek,
Bu zor günler de bitecek,
Aydınlığa çıkacağız elbet,
Bu somurtmak da neden?
Kalbini karartma kardelen,
Güzel günler göreceğiz.
Bu aşk alnımızda bir kara yazıydı,
Silindi gitti sonunda, ismi kalmadı.
Unuttum yüzündeki çizgileri bile,
Yok olup gitti artık, resmi kalmadı.
Bahar gelir aşk tohumu ekerim,
Yaz olur çam, ardıç, ağaç dikerim,
Kışın beyaz örtüsünü çekerim,
Şu kalbin kara topraktan farkı ne?
Kimi gelir geçer üstünde yürür,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!