13 Mayıs 1967 yılında Ankara'nın Hacettepe semtinde doğdu. Aslen Kemaliye (Eğin), Erzincanlıdır. Sırasıyla Ankara Kurtuluş İlkokulunu, Ankara Kurtuluş Ortaokulunu ve Ankara Kurtuluş Lisesini bitirdi. 1989'da Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Yönetimi ve Planlaması bölümünden mezun oldu. 1997 yılında ise Hacettepe Üniversitesi Turizm ve Otelcilik bölümünü bitirdi. 90'lı yıllarda tiyatro sanatçısı Metin Bilgin'den tiyatro üzerine ders aldı. Şiirle lise yıllarında ilgilenmeye başladı. Şiirlerinde günlük yaşamda kullanılan sade ...
Kadın! ..
Sen beni unut olur mu…
Ödemekte çok zorlanıyorum bedelini
Çünkü deli dolu sevdim seni, hesapsız…
Alazları yalarken karanlığı,
Seyrediyorum yanışımı…
Seni görmemişti ve hala adını söylüyordu şarkılardan biri…
Fark edince seni,
Kıstı bütün şarkılar seslerini…
Seni göstererek fısıldaştı şiirler,
Kafalarını başka yöne çevirdi öksüz anılar.
Bırakıp gittin diye, ayıpladı seni kelimeler…
Eğer ölürsem…
Babamın mezarına defnedin beni…
Ondan oldum ama
Yine ona döndüm, bilsin diye…
Şu hayatın rüzgârı,
Savursa da zamanda bizi ayrı ayrı yerlere,
Gülme ya! ..
Dostum inan ki bu doğru,
Ben vaktiyle Beyazdım…
Önce bana söylenen yalanlar, bende koyu lekeler bıraktı.
Dost kazıkları Kurşuni,
Sahte dostluklar Buz Mavisi,
Ne bileyim Aga?
Elli kere âşık olmadık ki biz…
Geçerken önümüzden, gözümüz kaydı.
Göz göze geldik, gönlümüz kaydı.
Gözleri yakamoz, bakışı dolunaydı…
Sol yanım vurgun yedi, bedenim düştü…
Aklım içten, sen dıştan…
Nasıl da acımasızca hırpalıyoruz dilsiz yüreğimi…
Perişan, şaşkın gözleri dolu dolu ama sessizce bakıyor ikimize de,
“Ben sevmekten başka ne yaptım ki” der gibi titriyor dudakları,
Ama her darbemizi yutkunarak içinde kabulleniyor,
Ölmesin diye, kapanıyor üstüne, içindeki korkak aşkın…
Keskin kenarlarım vardı benim.
Yumuşakça kapladın, yuvarladın…
Toyluklarım, uçarılıklarım vardı benim
Sessizce beyazlatıp, örttün…
Haksız, saçma sapan çıkışlarım vardı benim.
Sabrınla, güzelliğinle boğdun…
Yeni yeni şeylere alışıyorum.
Bahsettiğin yalnızlıkla şimdilerde tanışıyorum…
Ağlayarak veda ettiğin o yolun kenarında,
Bu ikinci açışı mor deve dikenlerinin…
Utanmadan geçiyor önümden,
Ömrüme kıymık olan, doğru bildiğim yanlışlar…
Bu sabah anılarla günaydınlaştık,
Kahvaltı hazırladım kaybettiğim sesine.
Her gördüğümde “Yaradan”a dua ettiğim,
Ela gözlerini kısarak baktın aynadan bana…
Tıraş olurken gülüştük saçlarının dağınıklığıyla,
Kesiğime pamuk bastı ojesiz hayali parmakların…
Ne seni tanıyacak, ne de beni bilecekler…
İsimsiz hikâyemizi birbirlerinden dinleyecekler…
Belki önce sıradan gelecek,
Sonradan sevecekler…
Bundan böyle bana ‘Acı’,
Sana ‘Ayrılık’, diyecekler…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!