Ne zaman ki seni gördüm…
Göçebe hayattan, yerleşik düzene geçti gönlüm.
Aşkı artık sağdan soldan toplamıyorum.
Ömrümü sana ektim, sevdanı biçiyorum…
Beni okumaya niyetlendiğini duyunca,
Uçları kıvrık yapraklarını düzelttim defterimin…
Hem, saklayamam zaten…
Ne kadar silsem de duruyor hala izleri,
Eski karalamaların…
Adam, “ Hayır! .. Bitmesin, dese ” diye düşündü.
Kadın, “ Gitme! .. Kal, dese ” diye düşündü.
Kadın, sıcacık bir “ Hoşça kal! .. ” dedi.
Adam, sessizce üşüdü…
Gel…
Razıyım, son vapurla gel…
Yaşattığın aşkın fırtınası dinmeden,
Saçlarıma başkasının kokusu sinmeden,
Son vapur önümden gelip geçmeden,
Gel…
Geceye kısa gelen son sigaramın dumanındasın.
Kürekleri tek başıma çekmekten bıktığım,
Görüşü olmayan puslu bulanık sularımdasın…
Yetişmek için yollarına geç çıktığımsın.
Aşkımın küllerimi tekrar tekrar yaktığım,
Dumanından çıkmayan fallar baktığımsın…
Kendi kendimeyim…
Lambalı radyoda eski bir şarkı,
İlkokul yıllarında, Madenoğlu’ndayım…
Babaannemin diz altı kalın lastikli çoraplarında,
Balkondan üflediğim sabunun baloncuğundayım.
Kâğıt külah attığımız borularda,
Bu gece de alkole yatırdım,
Bozulmasın güzelliği hayallerimin…
Kısık ateşte demlenmekte,
İçimdeki “Yeni Aşk”…
Büyük bir zevkle sunacağım sana,
Eski hatalarımla terbiyeledim…
Hala Sakarya Caddesi’nde dolaşır ruhumun gençliği…
Hadi sen bir dolaş da gel, biz hala buradayız der gibi.
Yemlenmeye alışmış, arsız güvercinleri…
Görünce gülümsetiyor, eski hayallerimiz hala aynı yerde…
Okul çıkışı belli, kitaplar ellerde…
İnce belli çay içerken iki büklüm
Yaptığımız bu! ..
Sevmediğimiz insanların yanında sessiz çığlıklar atıp,
Tren yolu rayları gibi
Kavuşamadan yaşamak…
Arada gerçeklere sırt çevirip, gözlerimizi yumarak…
Başkalarıyla harcarken hayatımızı,
Söylesene…
Israrla benimle uğraşman neden?
Kendi halimde yaşamaya çalışırken ben…
Senin için çok mu özelim?
Gerçekten sence bir ihtimal var mı?
Muhteşem bir aşk doğar mı bizden?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!