Ya yapma, n’olur! ..
Dolunay gibi gelip geçiciyim gecenden.
Parlaklığıma aldanma n’olur…
Yaşadıklarımız muhteşem olsa da sıradan biriyim ben,
Büyütme beni gözünde n’olur…
Bak! İyi dost olur benden…
Ne olur beni gözlerinde saklasan…
Yine gizli kalsa sevdam,
Ben, seni yazsam ama…
Seni bilmeden, beni okusalar…
Sen yanmış, ben ağır yaralı…
Sargı diye seni bana sarsalar,
Acılı her yüreğin burada yazılır ilacı,
Terkedilenler burada edilir baş tacı,
Dindirilemez ama azaltılır burada, her acı…
Burası ‘ Cebeci Tek Tek Meyhanesi’,
Burası yerine göre ‘Kırık Kalpler Nöbetçi Eczanesi’...
…
Sana sevdam bir merhabanla başladı.
Bizde sayfa sayfa ciltleri doldurur,
Başkalarının tek mektupluk aşkları…
Sana hasretim bir elvedanla başladı.
Bizde yürekte diken olup ömür boyu kanatır,
He vallah Gakkoş!
Unutamadım gitti…
Gerek var mı ki yemine,
Koyamam da kimseyi yerine…
Hangi kaçan uykumda kaldı?
Ne bilem nerede gâvurun kızı…
Fırtına kuşuyum ben…
Altımda denizle birleşmiş koyu gri bulutlarım,
Üstümde yıldırımlarım…
Görmedim hiç güneşli günleri,
Ama duydum sanırım.
* * *
Vedalaşıp küçük burjuva hayatına,
Ardıma düşüp gelmeye var mısın el kızı?
Rabbinden başkasına diz çökmeyen bu adama,
Mecbur değilken katlanmaya ne dersin el kızı?
Isınırken geniş kaloriferli evlerde,
Sobası her zaman yanmayan iki göz evimde,
Gönderime yine sen çekili…
Bende, dalgalanan bir bayrak gibi
Hem kutsal, hem de ulaşılmazsın artık…
Ansızın gel de,
Biriktirdiklerimi söyleyemeden sarıl bana, susayım…
Ansızın gül de,
Alaturka Sevdanın Ahı
.
Ağır olacak sevdamın intikamı,
Yükledim sırtına tüm yaralı anıları…
Bunalıp terlesin diye soğuk yüreğin,
Yapıştırdım üstüne kucak dolusu sıcak sevdamı…
Geleceğe artık ‘Fizan’ dendiği,
Baskılara ‘Nizam’ dendiği,
Başkaldırıma ‘Muazzam’ dendiği,
Cehennemden geliyorum ben…
Gönlü kanayana ‘Ozan’ dendiği,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!