isa’dan önce
isa’dan sonra
anlat,anlat
hep aynı hikaye
hep aynı masal
sınırlar
İşçidir kimliği gibi
gömleğinin üst cebinddedir akbil
ömrünü harcamıştır yollarda
turnikeye jeton atar gibi
işcidir kimliğimiz adımız istanbul
ararsan bizi sokaklarda bul
hep mülteci hayatları yaşadık
kuşaktan kuşağa
bağışlamayı hiç bilmedik biz
buzdan pencereler gibi karla kaplanmış yüreğimizi
sobalı taş odalarda ısıtır gibi ısıtamadık
kanla mayalanmış bu topraklarda sert dağ yamaçlarında
ORPİL
torpil sen nelere kadirsin
yılanı deliğinden çıkarır
iğneyi ipliğe kırk metre
öteden saplarsın
ve tünelinden girdik hayatın
gün oldu katran karası acıları bal eyledik
gün oldu sevinçlerimizde hüznü tazeledik
mazot rengi sis yağarken üstümüze
gökyüzünde yıldızlar kayboluyordu birer birer
aybüke
bir yanım olsa diyarbakır
bir yanım mardin
şafağa karşı
canımı dağ kapıda verdim
ağlama aybüke
lüp lüp lüpçüler
hüp hüp hüpçüler
kan emici yarasalar
hazır yiyiciler
ölü soyucular
vurguncular
kopardılar toprağından
söküp attılar köklerinden
yaşlandı gitti ninem
memeleri süt vermez
gözleri görmez
dizleri tutmaz oldu
memleketim
kimler baştacı
kimler ayak takımı
kimler kim
memleketin öz sahipleri öksüz ve yetim
kim kimin sırtında baştaki kim
lukanikos
kuralsız bir yaşamda
bilinmeyenlerin korkunçluğunu
buzdan kaplı sokaklarda
rüzgar yutarak
yaşarken öğrenmişti
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!