oy gurban
ılık ılık rüzgar
hiç esmez bizim tarlaya
harman desteleyip
galıç biçerken karaçalıda
otuz derece sıçaklıkta
teyzemin tavuğu al idi
içi tuluk dolu yağıdı
dün bu zaman sağıdı
çift sarı yumurta yapardı
teyzem gözü gibi bakardı
oklanasan tavuğu çalan
ne sadık köpeğin var aylin
görmeyeli tüyleri dökülmüş
beyazlara bürünmüş
bayağı yol yürümüş
dili bir karış dışarda sana çok alışmış
asi kız aylin
Nur yüzlü yol arkadaşım
Romantik hayallerimin tanrıcası
Yıldızların ışığı yüreğinde
Ayın aydınlığı yüzünde
İmparatorluğunu ilan etmiş aşkın
Ve doğuran bir annenin şevkatli elleriyle
oku yavrum oku
sen yurdumun kaderine yazılmış geleceksin
oku yavrum oku
benim sıramın üstünde kitabım
kokulu silgim
kağıt ve kalemim yoktu
sık dallı
herdem yeşil yaprakları
mızraksı saplarıyla
ikibin yıllık ömürleriyle
heybetli duruşlarıyla
bir yorgan yumuşaklığında
MADEN OCAKLARINDA
maden ocaklarında
üç yüz metre değil
bin metre derinliklerde
cehennem çukurları
20 ocak 1990
azerbaycan’da
zülüm dizboyu
yürekler kan tutar
gözyaşları sığınaktır
hürriyet için çalışana
köşeler vardır
dönmek için
köşeler vardır
beklemek için
köşelerde vardır
KOŞUN ÇOCUKLAR KOŞUN
yıldızlar düşmüş denizlerin üstüne
koşun çocuklar koşun
deniz kızları avuçlarında
yakamozlar arasında aydınlığa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!