Göç mevsimidir artık
uzun ve tozlu yollardan gelir kağnılar
tekerlek gıcırtıları anlatır
geldikleri yerin acılarını
göç mevsimidir artık
kurak toprakların
toprak damlı evlerin çocuğuyum ben
lastik ayakkabıları giyerken
soğuktan titrediğim ondandır
pencerelere laylon çakılı iken
örümceklerin ağ yaptığı
bu sesler bizim
bu haykırışlar
bu bu feryatlar bizim
bizim bu kanlı çığlıklar
toz bulutlar arasında
Dağlıcada dağlar ağlıyordu
ağladıkça dağlar yürekler parçalanıyordu
parça tesirli bombalar
havayı kirletiyor güneşi kapatıyordu
mor dağlar gibi heybetli bedenini
soluk ve cansız yere yatırıyor
ay düşer
ay düşer ay düşer
gönlümün voltasına
yüreğimin ortasına
ay düşer
sevdiğim saçlarının uçlarına
ay düşünce sevdiğim
hanği kış dayanır
baharın sıcaklığına
hangi kalp dayanır
gözlerinin parlaklığına
bir tomurcuk gül gibi
Akşamları eşkiyalar basardı damları
her ayak seslerinde
korkudan titrerdi dudakları
kerme kerme çatlardı yanakları
akşamları eşkiyalar basardı damları
yoksul dağ köylerinin
Nayman ana
kimbilir belki uyanan olur
bir duyan, bir gören olur
kalpten kalbe yol bulur,
çocuklar bu hikaye ile büyütülür.
kimbilir nayman ana
lamı cimi yok
yaşamak için ne lazımsa herşeyi yaptın
diren ağlayan çocuk
hadi sil gözlerini
ağlamak yakışmıyor
çekik gözlerine
ergenekon adlı yurdun
börteçine adlı kurdun
yaşadığı topraklardan
kopup gelmiş yiğit bir adam
otağından çıkmış
düşmüş sevdanın kuytu yollarına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!