kelebek telaşıyla
nisan ayının coşkusuyla
yeşilliğinde rüzgarlıbahçenin
bahar yorgunu ömrümde
kan olup dolaşırken damarlarımda
yaşadığım şehirde
Nisan yağmurlarında
buğulu toprak kokusu
vurur yüreğime
bahar kokulu
kır çiçeğim
menekşe gözlü yarim
Kudüs’ te
yetim çocuk
hayat umuda yolculuk
ağlama zeytin gözlü
dev çocuk
budansan ağaç gibi
lapa lapa kar yağıyor
karlı dağ yamaçlarından
uğultulu ve homurtulu bir sesle
vadilere kadar gelmiş buz yüklü rüzgar
acelesi olan kar tipisi
kapatır yolları
Ulu orta bir yerde
Kıev meydanında
namluyu dayadılar alnına
Mariya bebeğin
açılmadan yumdular
deniz mavisi gözlerini
Melek yüzlüm
mayıs ayının sıcaklığını beklerken çiçekler
al al kızaran yanağından güller açardı
aydınlık yüzünün güzelliğinde
adını yazardı dağlara taşlara
sevdasını bağıra bağıra söylerdi gökte uçan kuşlara
Saat 4:17 geçe
mazot renginde gece
yer yarılır gök inler
düşer toprağın altına binler
yavaş yavaş kısılır sesler
kirpikler buz tutar
Mor dağların asi kızı
bir gün hatırlarsan maziyi
otur pencere kenarına
gözlerini kapat
denizi düşün
dalgalı olsun gözbebeklerin
aylardan aralık
boğucu bir hava var dışarıda
ayaklarım ıslak
üşüyorumda
günde karanlık
Gazze’den ötede bir yerde
takılmışsın oltaya
hep geliyorsun voltaya
ne sadık köpeğin var Aylin
tombili mi tombili
hep bili bili
maşallah basbaya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!