AYLİN
yine yapacağını yapmışsın
o ağıza
layık mı baklava börek
kuş tüyü yorgan yatak
meyhane önlerinde
Ilık rüzgarlarda
tel tel dağılıyor saçların
dağıldıkça saçların
kovuyor aklımı
unutuyorum sende kendimi
kırmızı penbe sarı laleler
ince ince yağan
nisan yağmurlarında
saçların ıslanırdı
ben kahırlanırdım
üzüm karası
gözlerinden akan yaşlar
Ölmüş evler
öldüğünde baba
öldüğünde anne
ölür evler
tenhada kalır sokaklar
bakımsız kalır damlar
dağıldık tespih taneleri gibi
sen gidince annem
kapıdan kovulan el olduk gayri
hafif bir rüzgarda savrulan yaprak
güneşte kırılan dal olduk annem
sen yoksun annem
ömrüm gözlerine emanet
altın sarısı saçlarının ışığı
kıskandırır güneşi
ellerinin ipeksi dokunuşu
mavi bulutların kucağında
usulca beni sarsan yar
hep telaş ettik
yapılacak işleri
gidilecek yolları
bu günden yarınları
oyalama beni
yanar tutuşurda yüreğim
Özledim
ıtır çiçeğinden koparılmış dal gibi ince
mavi gözleriyle denizi kıskandıran kadın
aydınlık yüzüyle güneşi utandıran
altın sarısı saçlarıyla
gözlerimi kamaştıran kadın
beyaz yazma başında
hep saklısın göz yaşımda
dokuduğun kilimlerin nakışında
rüyalarıma gelsene anne
kar yağdı saçlarıma
Tut ki kavuşmayı
gelecek günlere bıraktık
rüzgara bir ıslık çal
gülüm nerdesin
yüreğime hasret tohumu ekip
su yerine özlem serpiyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!