Ey nefsim!
Gül nazdaysa; sen bi-zar,
Eyleme kötü nazar,
Gül kalbe olma mazar,
Vahdet tohumu patlar, açılır rahimiyet,
Aşkla meydana gelen ağaçtır vahidiyet.
Çiçek, meyve, çekirdek; her biri ehadiyet,
Bu kesretteki vahdet, varlıkta hayatiyet.
Hayattır evrenin en değerli definesi,
Ey eşsiz gül-i rana! Gül Sensin, kokusu Sen,
Her türlü güller Senden, kokusu koklanan Sen,
Açtır gülleri açtır, Seni açan gülleri,
Güle hasret olanlar kokunla mestan olsun.
Ey eşsiz nefs-i azam! Nefs Sensin, nefesi Sen,
Noktalarda evrenler, evrenlerde noktayız,
Bizde birer evreniz, nokta içre noktalar.
Noktalardan da öte, aslında biz yoktayız,
Yokluklar mı vardalar, varlıklar mı yoktalar?
Hakiki yokluk yoktur (sümme hâşâ) elbette,
Gönlümün dağlarında belirir çift eş afak,
Tan yerleri ağarır söktürür çifte şafak.
Karşı karşıya doğar renkli nurdan güneşler,
Güneşi batmayacak bir gün ile gün eşler.
Gönüllerin ırmakları akar Sana doğru akar.
Tüm varlıkların aynları bakar Sana doğru bakar.
Tecellinden hareketle her şeyi zuhur ettiren,
Evrenin tüm zerreleri gelir Sana doğru gelir.
Gönül bahçelerimde bir safa-i ma’n ile
Gezindim, kalbim doldu hem saf a iman ile.
Aradım nur-u Hakkı bin safa, im’an ile
Eriştim kalbim güldü hem safa-iman ile.
Damla içinde derya vardır bulabilene,
Bulup ona karışıp damla olabilene;
Açılır pek çok sırlar, doğar sezgiler kalbe,
Sonsuz hakikatleri muktedir olur celbe.
Ey nefis! Haydi ara damlanın her yanını,
Varlığımızdan tevbe ettik elhamdülillah.
Hiçliğin libasını giydik bin şükrülillah.
Kalbimiz hiçbir şeyi sevemez idi, taştı,
O'na aşkla o kalpten sevgi sonsuza taştı,
Kendimizden geçirtip sonsuzu kat kat aştı,
Ey nefsim!
Sen yolcusun, uğrağın şu dünyadan geçerken,
Onun zevkini bırak, yaşlanmadan geç er’ken.
Fani aşklar geçmeden, sen onlardan geç erken,
Baki olan menzile var, yanlış yük almadan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!