Allah’a giden doğru bir yol vardır.
Bu genelde aşikardır,
Gizli değildir.
Büyükte, küçükte,
Hakikati bilende, bilmeyende,
Aklı, kalbi temizleyip yapmalıyız tam hazırlık,
Hazır olunmadan asla dönülemez Sana Rabbim.
Ne kayıt, ne şartlanmışlık, ne taklit, ne kalıpçılık,
En ufak bir izle bile dönülemez Sana Rabbim.
Karanlık gecelerden seherlere ulaşır;
Kahrolmuş nefislerin duyulmayan sayhası.
Yaralanmış kalplerden semalara ulaşır;
Hicran denizlerinin durulmayan dalgası.
Senden başka kimsem yok, her şeyim Sensin benim,
Anam, babam, kardeşim, eşim, dostumsun benim.
Onlardan sonsuz öte ebedi tek sevdiğim,
Seni Senin Aşkınla, Senin Sevginle sevdim.
Hayat onlarsız olmaz; hava, ateş, su, toprak,
Tohum çatlar bir ağaç, ağaçtan çıkar yaprak,
Hayvanatta elem yok hoplar, zıplar, şen şakrak,
Sordun mu hiç ey nefsim bunlar nedendir diye?
Bedendeki hücreler her sene yenilenir,
Arayanlara nimet, tükenmez bir saadet,
Simsiyah örtüsüne büründü mü geceler,
Tefekkür bir ok gibi deler karanlıkları.
Bulanlara ganimet, dilden düşmez şahadet,
O’nu anan dillerden döküldü mü heceler,
Öyle coşkuluyum ki; Cemal-i Cemilinle,
Gözüm takılı kaldı gönlümün aynasında.
Sonsuz varlıklardaki, sonsuz tecellin ile,
Sarhoş gezinir ruhum sonsuzluk semasında.
Her an başka bir işte, her an başka haldesin,
İzmirim güzel İzmir, sende doğup büyüdüm,
Çocukluk hayallerim senin ile süslendi,
Kuşlar ile uçarak, bulutlarla yürüdüm
Senin güzelliğinle kalbim daim hislendi.
Sende buldum gençliği, arkasından sevdayı,
TOHUM BENZETMESİ
(Mat. Mar. Luk.)
İsa göl kıyısında bir süre oyalandı,
Etrafına büyük bir kalabalık toplandı.
Ey İzmir! Sen dünyanın en güzel şehirisin,
Baharda meltemlerin, hele imbat yellerin,
Kıymeti bilinmeyen bir gurbet gelinisin,
Mahzunluğu nağmeler sazındaki tellerin.
Nedendir bilinmez ki; seni hakir görürler,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!