“Meyve vermeyen ağaç kesilip atılacak,
Atılmakla kalmayıp ateşte yakılacak,”
“Çünkü kimde var ise daha çok verilecek,
Kimde yoksa elinde ne varsa alınacak”.
Varlıkların her birinin bilinemezse hikmeti,
Kiminin sırf zulüm yapma, kiminin yalnız saptırma,
Kiminin abes görünür tek halk ediliş illeti.
İllet: Bunları aşırtıp kemalata ulaştırma.
Ayna kirliyse çirkindir, yoksa çok güzeldir Şeytan.
Bir zavallı kimsecik var idi bir zamanlar,
Dünyanın bendesiydi, maşukuydu insanlar.
Gerçeğinde, düşünde, hayallerinde bile,
İnsanlara sevdalı, insanlara kul köle.
Nice âlemler dolaştım, nice boyutlardan geçtim,
Kimi âlemler sır idi, kimileri ise ayan.
Sır olanların kimini müşahede edip geçtim,
Sır ve ayan olanlardan kimini ederim beyan.
Âlem içre âlemlerde pek çok tanrılar gezinir,
Bir sual edildi sual, ediliyordu ezelden.
Ezele gidip baktım ki, sual sınırsız güzelden.
Her şey suale bir cevap bekliyorlardı tez elden.
Bu sual hangi sualdir? (1)
Bir ağaç gördüm ağacın, meyveleri yıldızlardı.
Bütün tecelliyatın nurusun Sen, Nur Rabbim,
Öyle bir güzelsin ki, benzerin yok Habibim,
Ne göz görmüş, ne hayal böyle bir güzelliği,
Tasvirine imkân yok, lal eder mübelliği.
Kırmızı bir gonca gül,
Başlayan günün o ilk deminde salınıyor;
Salınıyor ilk esintilerle.
Sarmalamış nazik ince bedenini,
Sanki inciler gibi,
Başlangıç
Rahman ve Rahim olan, Allah’ın adı ile,
Başlandı bu destana Rabbin yardımı ile.
Rabbim bu işimizi tebdil eyle duaya,
Bir garip yolcu idi mana diyarlarında,
Aşkı arıyor idi gönül miyarlarında.
Mecazi aşklar ile dolaştı ayakları,
Aşkını söyler iken kızardı yanakları.
Bu gün bir başka halle mescide erken gittim,
Adeta götürüldüm, yürümedim seğirttim.
Niyet deminde iken cumanın ilk sünneti,
Sevgilinin ayağı önümde pervaz etti.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!