Ali Lidar Şiirleri - Şair Ali Lidar

Ali Lidar

56.
Peşpeşe okuduğum iki kitabın ismi Ruh Kırılması ve Ruh Hastalığı. İkisinin de yazarının ismi İsmail. İkisi de daha önce duymadığım kitaplardı ve tesadüfen elime geçti. İki farklı yayınevinden çıkmış, yakın tarihlerde basılmış ve büyük ihtimalle iki yazarında birbirlerinden haberdar olmadan yazdıkları iki ayrı kitap..
Arka arkaya okudum ve bol bol göz damlası kullanmak zorunda kaldım. Tutunamayanlar'dan beri hiçbir kitapla bu derece yakınlık kuramamıştı ruhum. Sanki iki İsmail, birbirlerinden tamamen habersiz bir şekilde yıllarca benim içimi izlemiş gördüklerini kağıda dökmüş. Edebi değerleri tartışılır, hatta tartışılmaz bile belki. Çok başarılı kitaplar oldukları söylenemez. Ama çok acaip bir zamanda karşıma çıktılar ve ben bir kez daha emin oldum. Tesadüf dediğimiz şeyler, Tanrının bize göz kırpmasıdır aslında..

Devamını Oku
Ali Lidar

57.
Sana dair umutlarım azaldıkça, daha çok seviyorum seni. İmkansızlığın güzel taraflarını keşfettim sayende. Yanımda Genta* taşıyorum artık. Seni her gördüğümde, arkandan üçer damla damlatıyorum. Küçücük kutu etraftan gelebilecek bir sürü lüzumsuz soruyu engelliyor.
*Genta: Göz damlası..

Devamını Oku
Ali Lidar

58.
Annem, "oğlum akşam eve erken gelir misin? " dedi. Neden anne dedim, "hiç" dedi "konuşuruz biraz." İçim acıdı. Hemen her gün laflarız annemle, ama uzun süredir konuşmuyoruz. Yani konuşur gibi konuşmuyoruz. Günlük rutin seslenmeler oluyor haliyle ama anneme "Anne, nasılsın? " demeyeli on yıl olmuştur en az..
Sonuç: Saat on ikiyi geçti ve ben hala eve gitmedim.
Sonuç 2: Hiçbir şey yapmadan bile annemi üzmeyi becerebilecek kadar boktan bir evladım ben. Tren çarpsa artık bana da hepimiz kurtulsak..

Devamını Oku
Ali Lidar

59.
Kadınlar, yaşamak istedikleri hayata aşk seçiyorlar. Erkekler ise önce aşık olup sonra aşık oldukları kadının hoşuna gidecek bir hayat yaşamaya çalışıyorlar.. Bu ne boktan çelişki lan böyle..

Devamını Oku
Ali Lidar

6.
O zaman şöyle yapalım, sen şimdi bana bir çay koy, ben de senden bir sevgili yapayım. Hem tecrübeli sayılırız, çocukluğumuzda tahta oyuncaklardan canlı arkadaşlar yaratabiliyorduk kendimize. Belki de o kadar büyümemişizdir ne dersin?

Devamını Oku
Ali Lidar

61.
Bazen bir şey söylemeniz gerekir. Tek bir laf vardır aslında söylenecek ve bütün dünya durup o lafı etmenizi bekler. Ama edemezsiniz. Kitaplarda yazan şeyin gerçek olduğunu anlarsınız o an. Kelimeler boğazınıza yumruk gibi tıkanır. Kelimelerin boğaza yumruk gibi tıkanması durumunun uydurma bir benzetme değil gerçek bir durum tesbiti olduğunu görürsünüz. Sonrası bir yığın maskaralıktan başka bir şey değildir. Öyle oldu yine. Benim ve onun ve çevremizdekilerin ve evrenin ve başka her şeyin iyiliği için bir daha görüşmemek zorunda olduğum o'na söyleyeceğim son sözün unutulmaz bir söz olmasını istemiştim oysa. Tıpkı filmlerdeki gibi. Ölmek üzere olan kahramanların son olarak ettikleri kulaklardan silinmeyecek sözlerere benzeyen bir sözle vedalaşmak istemiş ve saatlerce bunun için kafa yormuştum. "Hasta la vista bebeğim" gibi. Ya da "Gülersen bütün dünya seninle birlikte güler, ağlarsan tek başına ağlarsın" gibi.. Hiç olmadı "İ'll be back" falan gibi bir şeyler söyleyebilseydim keşke.. Olmadı. O sihirli son anda söyleyebildiğim son söz gerizekalılığımın tescili olarak hala kulaklarımda çınlamakta. Önce kendine iyi bak dedim, peşinden de hoşça kal.. Ne kadar etkileyici! Eminim en az on yedi dakika falan unutmamıştır telefonu kapatırken ettiğim mucizevi veda sözlerini. Kendine iyi bak.. Bu kadar işte etkim de, gücüm de, kelimelerle yaratacağım tesirin de üst limiti en fazla on yedi dakika.. Kahramanlıkla maskaralık arasında gidip geldiğim zaman dilimi. On yedi dakika! !

Devamını Oku
Ali Lidar

62.
Benzer acıları yaşayan insanlar birbirlerini tanırlar. Ama belli etmezler tanıdıklarını. Herhangi bir yerde karşılaşabilirler. Metroda, barda, sokakta, kafede.. Sadece bir kez göz göze gelirler ve anlarlar. Daha sonra bakmazlar birbirlerine, belki canları daha çok yanacağından, belki de buna hiç gerek olmadığından. İlk bakışma aynı zamanda son bakışma olur. Ama onlar tanırlar birbirlerini. Muhtemelen o ortak acının müstehzi mahcubiyeti tekrar göz göze gelmelerine engel olur. Ama tanırlar onlar birbirlerini, çaktırmadan kimselere koruyup kollarlar..
Bazen kendinizi bir insana yakın hissetmeniz için bir şeyler paylaşmanız gerekmez. Benzer acıları yaşayan insanlar kendiliğinden ortaya çıkan görünmez bağlarla birbirlerine bağlanabilirler. Hatta bazen birbirlerinin tam olarak farkında bile olmadan yaparlar bunu..

Devamını Oku
Ali Lidar

63.
Zaman zaman kafamı kaldırıp çevreme baktığım oluyor tabi. Küçük küçük tutunma denemelerim de oluyor haliyle. Ama yaşadığım ve tanık olduğum her şey kitaplara daha fazla gömüyor beni ısrarla. Sanırım erken yoruldum ben..

Devamını Oku
Ali Lidar

64.
İnsan, başka beklentileri karşılanmadığında var olan mutlulukları da yok edebilen bir hayvandır. Bir şeyler olur. Başlangıçta her şey güzel de gidiyordur. Ama yetinmezsin. Yetinemezsin çünkü yetinmek senin hayvansı doğana aykırıdır. Hep bir fazlasını istersin. Ve bir yerden sonra karşındakinin veremeyeceği şeyleri istemeye başlarsın. Doğal olarak karşındaki veremeyeceği şeyleri veremez. Sonra sen durumun yarattığı hırçınlıkla istediğin şeyden vazgeçmek yerine dehşet verici bir bencillikle ısrarını sürdürürsün.
Sonuç: Daha önce elde ettiğin küçük mutlulukları da kaybedip yalnızlığa gömülür ve Orhan Gencebay'a sığınırsın..

Devamını Oku