Ali Lidar Şiirleri - Şair Ali Lidar

Ali Lidar

74.
Profesyonel mağluplarız kaybetmeyi
film izlerken değil,
tadını hiç bilmediğimiz gazozların
kapaklarını toplarken öğrendik..
Ve komşu evin babası

Devamını Oku
Ali Lidar

75.
Bilmiyordum yüzün kadar aydınlık
mumlar ve şamdan ve avize ve elektirik
Dişlerim bütün istemsiz çarptıkça birbirlerine
durmaksızın bana çocukluğundan bahset
Bahset bana bahset

Devamını Oku
Ali Lidar

76.
Tamamına bakarken senin nerene odaklanacağımı şaşırıyorum
Gözlerin ağır bassa da hınzırca göz kırpar memelerin
Bir gözüm memelerinde ayak bileklerinde bir gözüm.
Uzuvlarının ağırlığında ezilirken bakışlarım
Perşembe gecesi içilen rakı gibisin, günahsın..

Devamını Oku
Ali Lidar

77.

Başkalarının hayatını yaşıyoruz hepimiz. Ama en çok kendimize öfkeleniyoruz. İçiçe geçmiş hayatlar. Başkası dediğim, bizim dışımızdaki herkes. Otuz yıldan fazla yaşadım ne anlayabildim kendimi ne ayarlayabildim. Kendim dediğim gerçekte kim ondan bile emin değilim. Bazen çok önemli olduğum hissine kapılıyorum ama bir süre sonra bütün uzuvlarımla bu hisse gülüyorum. Dünyanın en önemli adamı bile olsam otobüse biniyorum mesela. Ve o an o otobüsün şoföründen daha önemli hiçbir şey olmuyor. Kafası bozulsa adamın kırsa direksiyonu karşıdan gelen tırın üzerine, sıçtık. Sistemin bize çaktığı alışkanlıklar beynimizi uyuşturuyor. Her zaman sigara aldığım mahalle bakkalına gidip sigara istediğimde ve kalmadı abi lafını duyduğumda panik oluyorum mesela. Ne yapacağımı ne içeceğimi şaşırıyorum. Az önce satırlarıyla dünyaya meydan okuyan ben, istediği sigara kalmayınca ne yapacağını şaşırıp melül melül bakkalın gözlerine bakan zavallı bir böceğe dönüşüyorum. Şundan vereyim abi diyor bakkal, hay yaşa diyorum. Ver, hangisinden verirsen ver, benim adıma sen karar ver ben işin içinden çıkamıyorum. O an acıyıp bana başka sigara önermese boynumu büküp saatlerce sigara rafına bakabilirim. Evet saatlerce bakarım ve yine de işin içinden çıkamam. Ruh sağlığım bakkalın insiyatif kullanmasına bağlı, bedeni varlığımın devamlılığı otobüs şoförünün sağduyusuna. Lokantaya gittiğimde menüyü elime alır almaz terlemeye başlıyorum mesela, yalvaran gözlerle beni kurtaracak bir garson bekliyorum. Menüyü okumaktan nefret ediyorum, garson yemekleri saydıkça rahatlıyorum. Şundan vereyim abi diyor, ver diyorum, pilav da veriyorum yanına, ver abi, cacık tatlı.. Lokantada satılan her şeyi teklif etse karşı koyacak gücüm yok, Yeter ki karar verdiniz mi beyefendi diye menüyü incelememi bekleyen hırt bir garson olmasın. Barmen çok içtin abi yeter diyene kadar içmeyi kesemiyorum. Çok içmek nasıl olur kendi kendime anlayamıyorum ben. Bir bardak daha diyorum, abi yeter çok içtin diyor, peki diyerek kuyruğumu bacaklarımın arasına sıkıştırıp evin yolunu tutuyorum.. İçlik ve patik giymem gereken zamana annem karar veriyor, evde ne zaman çay içebileceğime kız kardeşim. Otobüs şoförü ve bakkal ve garson ve barmen ve annem ve kardeşim. Allahım nasıl da kalabalığım?

Devamını Oku
Ali Lidar

78.

Ah nasıl da uzağımda yakın olması gerekenler
Üç beş nöbeti sonrası yorgundum feci sen yoktun
Vardiyası başlamıştı tekstil işçisi kadınların
Üçüncü sınıf saatlerin kıytırık alarmlarıyla

Devamını Oku
Ali Lidar

79.
Begonyalara altı ay su vermesen de ölmezler. Katkısız ananas suyu güneş altında iki sene bozulmadan kalabilir. Leoparlar ve Jaguarlar elli yılda bir törenle sevişirler ve bu sevişmeden Jeopar adı verilen yavrular doğar. Bir rakı şişesinin kapağını Ay'da açarsan içindeki alkol sonsuza kadar uçmaz. İnsanlar zamanla değişir ve ben görüp görebileceğin en büyük yalancıyım. Söylediklerimi boşver konuşamadıklarımı ciddiye al. Yanında huzur içinde susabileceğim bir insan bulabilmek için kenar mahalle kahvelerinde çok on iki sekiz nöbeti tuttum ben. Beni affetme. Anlama da. Hayatımın özeti düzeltilemeyecek kadar vahim bir anlatım bozukluğu. Beni daha fazla konuşturma. Ben susayım, sen ağla.. Gusül abdesti alabileceğim kadar gözyaşı biriktir benim için. Sonra beraberce çayıma siyanür karıştıralım. Önce göm beni, sonra anla..

Devamını Oku
Ali Lidar

8.
Eskimolar kar yağma çeşitlerini 75 kelime ile ifade ederlermiş. Hayatları kar içinde geçtiğinden sanırım. Bizde de tuvalet onlarca farklı kelimeyle ifade edilebiliyor. Tuvalet, hela, wc, abdesthane, ayakyolu, yüz numara, kenef, kubur, memişhane. v.s.. Nasıl bir hayat yaşıyorsak artık..

Devamını Oku
Ali Lidar

80.
Hayatım boyunca beni en çok etkileyen cümle.. Başı sonu önemli olmayan bir şiirin orta yerinde çıldırmış bir hançer gibi her hatırladığımda içimi delik deşik eden tek bir cümle..
" Diş değil tırnak değil bir mendil niye kanar? "

Devamını Oku
Ali Lidar

81.
Olup biten her şeye rağmen bir yerden sonra normalleşip aranıza karışabilir, sizlerden biri olabilirdim. Zayıf iradem ben istemesem bile beni o noktaya fırlatırdı kuvvetle muhtemel. O iki adamla karşılaşmasaydım tabi. L.F.Celine ve T.Bernhard insan ırkı ile ilgili son güven kırıntılarıma da tecavüz edip, yazdıkları her satırla beynime şunları kazıdılar.. " İnsan mı? Hadi oradan. Başkaları cehennemdir.."

Devamını Oku
Ali Lidar

82.
İnsan ara vermeden en fazla yirmi saniye gülebilen ve yine ara vermeden saatlerce ağlayabilen bir hayvandır. Doğduğumuzda ilk yaptığımız işin ağlamak olmasının bir anlamı olmalı. 'Oku' diye başlar Kuran ve 'Önce kelime vardı' diye başlar Yuhanna'ya göre İncil. Eğer bir ahir zaman peygamberi olsaydım ve yeni bir din yaymak için kullansaydım sözükleri 'ağla' diye başlardım. Ağla.. Ağla çünkü ağlamadan anlayamazsın..

Devamını Oku