küskün müyüm evet kendime
kırgın mıyım tuz buzdan hallice
bozuldum mu siyah düştü rengime
seviyor muyum hala hemde delice
hiç umrunda olmadım ama neden
erkek bekliyor kadınlar ekmek bekler gibi
günahına bulanıyor masumiyet riyanın
kalplerinde erirken bir gecelik sevgili
şehvet ortağı oluyor sevgi diye yalanın
büzülüyor kadehler şehvete hizmetinden
gururumu kırdılar gençliğimi vurdular
alıp kalbimden seni taşlara savurdular
kaybolup gittiğim kırık bir düş yolunda
düştüm de vurgun yedim prangalar kolumda
yalan oldu ansızın tüm bildiğimiz gerçekler
dün gibi gözlerini özledim şükran
bir bakışınla kırlarda koşmayı delice
birgün diyorum ansızın karşıma çıksan
birgün diyorum birgün buluşuruz belkide
keşke dondurabilseydik hayatı bir köşe başında
çekin üstümden ışıklarını çekin
karanlıklar güneşime revadır bugün
adı konulmamış bu alçak zilletin
yolcusuyuz hepimiz hepimiz sürgün
uzaklarda bir şehir yokluğunun karanlığında
yüzün yansıyor sokaklara ışıklar her yandığında
sensizlik ölüm buzuldan dahada soğuk
sıcak olan bir gözyaşım yıdızların altında
hüzünle köşe kapmaca oynuyor özlem
bir arı yap mezarlık gülüne kondur
bir şahadete erdir çanakkalede öldür
sokaklarında dolaştır çocukluğumun
bir bayram sabahında zamanı dondur
uçur diyardan diyara mesut
istemsizce bir düş olur
zamandan öte zaman
zamansızca güneş doğar
zindanlarıma o an
ellerimi uzatırım
anlarım ki herşey yalan
iyi ki doğmuşsun der ya insan
laf değil bu iyi ki doğmuşsun
kağıttan gemilerin ağır yükü
nadide bir çiçek kırılganlığı
uzak ihtimallerin en güzeli
rüyalardaki en istenesi manâ...
sözüm bitti kalmadı söylenecek
umut ağacımda ne dal ne çiçek
serseri olmuşum gönül sayende
duman tütmez artık benim alemde
geç kalmışlara da geç kalmışım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!