doğruyu söyle yalandan kaçın
ölümlü dünya unutma sakın
ardından koştuğun zalim hayatın
bir sonu vardır bil arkadaşım
uğruna yandığın aşklar yalandır
bir sabah uyandığımda baş ucumda misketler
karşımda babam gencecik şevkat kokan delikanlı
güneş bambaşka oksijen farklı içi dolu kasketler
uçsuz kırlarda çocuklar ve ben özgürlüğe nişanlı
manasına bürünür masum sevgilerde dirilir hayat
ölçüsü yoktur uzaklığın
nice tenler ruhtan uzak
öpülür de insan bazen
değmez tene birçift dudak
her yoklukta bir oluş
hayal etmemiştim ben hiç
gözlerine sevda ile bakmayı
yada saçlarında ellerimi
ne bir akşam ne bir sabah
gülüşünün bana özel oluşunu
ah ile yandığımız geceler boyu
vefasızdır ekseri öyle değil mi
nedendir bilinmez değişmez huyu
zalimdir sevilen söyle değil mi
sende bir köşede yanıyormusun
ben senin ışıl ışıl parlayan gözlerini sevdim
avuçlarında bir tutam başağı,
geçince kalbimin sokaklarından bıraktığın rüzgarı
oturunca yüreğime imkansızlığını...
akşamlarıma bıraktığın acıyı alma bırak benimle kalsın
küstüm sensiz baharımın sabahlarına
küstüm mahallemin sevinçli çocuklarına
ne ümit nede bir tebessüm kaldı yarına
sebebi özlemindir sakın unutma
rüzgarlar saçlarını okşamıyor ya
ben hâlâ kağıttan uçaklardayım
oyuncaktan bir kamyonda yüküm
yalanlar değmemiş bucaklardayım
insanlığım dimdik ben iki büklüm
ufkumda bir garip iyimserlik çırpınır
sokak çocukları üşüyor yüreğimde
şefkatli bir baba bekler gibi
ben mutlu bir çift gördüğümde
halim tükenmişliğin en dibi
bir kış akşamında sessizlik
kara soba üzerinde pişer yemek
birazdan çay olacak suyun fokurtusu
akşam dedemin koca gölgesi demek
sinmiş gölgelere o büyülü kokusu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!