sana sokaklar kurdum kalbimde
kelebekler uçtu ayak izinden
gözyaşların dudaklarımdan süzülürken
bir rüya gibi geçtin bu şehirden
aldırma deme bana aldırırım
salınıyor perdeler rüzgara eş
bugece yanlızlık acıya kardeş
ışıklar söndü tükendi umut
yarından uzakta beklenen güneş
mutluluk vadeden sendemi yalansın
kendinden başka derdi olmayanlar
kurduğunuz dergahı elinizle yıkın
bir mazlumun feryadında solmayanlar
çıkın hayatımdan herhalinizle çıkın
insanı cebindeki maddeyle tartanlar
bir kalem ardında koşturur fikirlerim
bir masa başında ben ve sigaram
bir anlamsız boşluğa akıp gider zikirlerim
teselli etmez ne dostum ne hoş hatıram
uzun bir yolmuş hayat zerresinde gözüm yok
bukadar güzel bakma arnavut kızı
istemem adını anmasın serseriler
yanakların ay gözlerin kutup yıldızı
dudaklarından gülüşü görmesin ecnebiler
üzerimde sevgiden yokluk çeketi
öylesine eski öylesine solgun
önümde karanlık şehir sokakları
öylesine sessiz öylesine senden yoksun
kaldırımlarda ormandan koparılmış kağıtlar
onlarca kadehi sıraya dizip
birbir içerim senin uğruna
meylerle meyciyi dostlarım bilip
kendimden geçerim senin uğruna
bahtıma mutluluk vermiyor selam
bugün yine yokluğunla başbaşa
çocuklar gibi sessiz
kaybetmişler kadarüzgün
kaybolmuşlar kadar şaşkınım
hüzünlü sonbaharda sensizlik
gönlüm seni diledi ölüm varken meylinde
bir sabah çıkıp gelsen kır kokuları elinde
kelimeler yetersiz bülbüller hüsrandadır
geçmişin şarkıları gezinirken dilinde
artık gelen sabahı bekleyecek sabrım yok
öğütür bir gece yarısı ansızın ömrü
su gibi akıp gitmez hiçtir zaman
tozlu albümlerde hüzünle cilalar gönlü
saat takvim sahiplenmez piçtir zaman
gözler sulandırır dudak çatlatan kurakta
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!