ömrümü yedin yalan dünya
ağlamaya halimde yok
gezdim dolaştım çok diyar
koklamaya gülümde yok
kaçırdık en son trenleri
katil koklayabilirmi bir çiçeği
bir ömrü koparırken dalından
öfke açıklayabilirmi bu gerçeği
bir mazlumu vururken alnından
kurtarabilirmi bizi karanlıkta kaybolmuş
unutma aşkım eski günleri
ne olur elini tutan olmasın
yoluna dizerim beyaz gülleri
çiçekten güzel yüzün solmasın
ah şu feleğin elinden
hadi tut herşeyi ellerinden kaldır kaldırabilirsen
şu yüzdüğün bataklıkta varmı tutunacak bir dalın
bu yolda kaybeden sensin hezimetlere uğrayan sen
ister koştur çocukluğunun baharında istersen salın
nice diyarlarda salındı ümit sıcağına tutundu gönlüm
dönme kemal orada kal
olduk suyu sıkılmış portakal
kendini amerika sokaklarına sal
dönme kemal dönme dönme
aldın unumuzu yerlere akıttın
hep seni özlüyorum geçmiş
yeter artık düş yakamdan
sen yoksun zaman yarını seçmiş
ihtiyarladım çocuğum çık kafamdan
ırmakların kestane bayramın şeker
söylesem derdimi anlamaz halin
sonbahar akşamı gözümde hayalin
haykırmak isterim yoktur mecalim
seviyorum seni anla be zalim
bende herkes gibi geldim dünyaya
benimde kalbimde ümitler vardı
gerçekle yaşarken daldım rüyaya
bak şimdi elimde bir kadeh kaldı
geçmişten kalan acı günleri
Sessizce bir akşam üstü gel
Ellerin papatyalar koksun çocuklar gibi
Ve saçların dökülsün ipeksi omuzlarına
Ama illede bir akşam üstü gel ve sessizce
Leylaklar kıskansın tebessüm düşsün dudaklarına
duyabilmeliyim bir gece yarısı karıncanın ayak sesini
hissedebilmeliyim aslanlar arasında ceylanın korkusunu
geçebilmeliyim hayatı yaşamaktan ve iğnenin deliğinden
söyleyebilmeliyim direnenlerin en bilinmeyen türküsünü
yokuşlar çıkmalıyım yetim yamaçlarında ki sonsuz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!