çabuk kaynıyor suyum
ellerine akıyorum
üniformasız
rüzgârdan önce geldin
diyorsun
sesimi yağmurla sindirmeye baktılar
kapılarım nehirlere açıldı
ceplerimden kuşlar fırladı
sözcükler yalnızlığa dokundu
bozdu sessizliği
seslerin içi oyuldu
suyun nereye akacağına karışmam
bırak nereye akıyorsa aksın
gözden kaybolana dek seyret
o nasıl bizi seyrediyorsa öyle
zevkini yaşa
özneysen özne ol artık
devrik tümce ol
istersen şiir
ya da öykü
roman da olabilirsin
karşı koyamayıp umarsız mı oldun / hani boşverci değildin
gecenin acıttığı yerlerine / değdirmezdin merhem
zamanın altında ezilip / susasın geliyor şimdi
köreldi gönüller taş oldu / şimdi mi çok önceleri mi
su duruluğu hayal / gördün eğri gidişini
soluk kıyılar tuzak hep / düzelemedin bir türlü
iki telgraf istasyonu kadar olamadık
ne yaptıysak
ne yaptılarsa tutturamadık
malzememizden mi nedir
bilemiyorum belki
yalanın fotoğrafını çektim
inanmayan daha özenli baksın
tabiatta yakaladım onu
tabiata karşı poz verirken
yüz karasıyla dolaşırken
bir ayyaş haydi oradan derken bana
sesim sesine değmediği
soluğum soluğunla birleşmediğinden
anlayamadık birbirimizi
üstümden geçti nehirler
pencereler çoktu ne ki
şaşırmışlar gürûhunda
dinmeyen bir yağmur gibi
karmaşa
uzanıp divana yatanlar
sessiz kalanlar
adım atmayanlar
siirlerinizi okumaya yeni basladim; ama gercekten cok mutevazisiniz :))) bunlar gercekten cok guzel siirler :))) sizin dediginiz gibi degil yani...
artik ben de takipciniz olacagim :)))
fanclub'a alin beni :)))