kalbimi ayarsız bırakıp gideceğim bir saat
veda etmek için uzanacağım eller yok artık
yalnızlığın uykusuz aydınlığıyla
sağır dilsiz bir bulut karga
bildim ki yetmiyor sözcükler anlatmaya
üzerimdesin
bedenlerimiz
sürüden ayrılmış
özgür
kabarede sahne alıyor
söylenecek şarkı çok
sen kalktın canıma oturdun bu gece
bir ot yandı
hüzünde gönül sözüne bakarmış
kazındım üzümsüz salkım oldum
bir dizeden harfe dönüştüm
cama vuran gecede
göremediği kimsenin
sırrını taşıyor soluğum
bana bir patika kadar uzak
bahçeli düşlerim kadar yakın
benim karanlığım
kapanıp kalmıştır kendi üstüne
sen tutup bir kıyımdan
çekmek isterken kendine beni
yanlış bir takvim yaşanır
yabancı akrabalarım benim
iskeledeki iki deniz feneri
bakışımlı yakınlıklarıyla
bir o denli de yabancı
onca çiçek arasındaki ayrıkotu
bir zamanlar ne söz vardı
ne de sorgulanan gözler
şimdi uzuyor dönemeçler
gündüz yapılan gecekondular
yine gündüz yıkılıyor
her gece bir düş için uyurum
sen gir düşüme bu benim aymazlığımdır
kovalandım ki bu benim sürgünlüğümdür
seninle paslı düşlerim silinecek sanımdır bilincimden
geldin
elinde iğne sökük acılarımı dikmeye kalktın
günler değişmiş miydi ki
aceleyle deliyorduk onları bir yerlerinden
aşkı çalıp kullanma hırsızlığı suçunu işleyenler çoğalırken
bir ölü nasıl kokar bilir misiniz
bulutlar geçerken belki azalarak
sonunda alışılacak
siirlerinizi okumaya yeni basladim; ama gercekten cok mutevazisiniz :))) bunlar gercekten cok guzel siirler :))) sizin dediginiz gibi degil yani...
artik ben de takipciniz olacagim :)))
fanclub'a alin beni :)))