Kelimeler henüz düşmemişti annemin içindeyken dudaklarıma
Ölümle başlayan anlar dokunmamıştı yüreğime
Kelimelerden önce de yalnızlık vardı
Ardında duyguları anlatamayan kısa pantolonlu cümleler yığını doğdu
Yüreklerin sıcağında eriyip deniz olurmuş
Güneşli bir havada, yağmur döken
Sonu bilinmez başlangıçlar yaşadığım
Kelimelerim.
Kuluçkaya yatmış anaç sıcaklığında
Yakan
Kelimelerim.
Hüznün resmini hatırlatır kelebekler bana
Kozasını yırtıp çıkarken sonsuzluğa
Sonbahar yaprakları gibi yapraklarını soyunarak
Kendi kayboluşlarına ağ örüp
Ölüme çiçek açarlar
Bir tek yalnızlığıdır ömür boyu yalnız bırakmayan
Yumurta
Sadakat denince aklıma
Kuşlar gelir
Yumurtladıkları her cana
Can olmak için
Kömür
Gözlerime bakmayın
Bu gün her zamankinden daha siyah
Daha katman acı
Kömür akıyor
ayakkabılarını liman yapıp
gözlerimde ki denizi dökerdim içine
kalbim sana yüzen gemi olsun diye baba
................
Kaç kişinin babası
bir kapıdaki el izidir
çekirdek yetiştiriyorum
Ay
Çiçeğimde açsın diye
sadece
kelimeleri bana bıraktın
oysa bazen
seninle çay içesim geliyor
Seni bir bardağa boşaltıyorum
görenler su sanıyor
oysa
seni kana kana içmek bir bana özgü sanırdım
Bugün
hiç olmadığı kadar seni yazmak isteğiyle dolu içim
ama
kelimelerim ihanet ediyor bana
oysa seni yazmak
sana bakmaktan bile daha kolaydı benim için
Biliyormusun bugün bir hikâye anlatacağım sana
Şiir tadında bile olmayacak belki
beklenmedik bir anda düşecek kelimelerim satırlara
baktıkça seni düşüneceğim
okuyunca
hani bir çocuk vardı diyeceksin
belki
şöyle hafifçe dudak büküp küçümseyeceksin
belkide hatırlamamanın ihaneti saracak bütün vucudunu
sen kimsin diyeceksin
oysa ben senin karşı tarafın olacağım
yani
seni seven
Biliyormusun
Bugünde yokluğunda sevdim SENİ
Kıskandı senli günler
Kış taşınıyor ağaca bir avuç kar olup
Kıracağından haberi yok belli yük ağır gelince
Yolu uzun
Yolu zahmetli
Ağacın üstüne çiçek olup taşınması gibi baharın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!