kendi yarattığım bir sevdaya tutuldum
ben ona yabani
o bana ulaşılmaz
oysa
ben onda kendimi arıyordum
Şiirlerimi hep bir parmaklıklar ardın da yazıyorum
biliyorum bir gün uçacak kelimelerim
kanatlanıp
konacak bir edebiyat dergisinin içine
Pavyon gördüm
Bardak bardak
Uçurtmalarla
Bulutlara yolcu edilen
İnsanlar
İki parantez arası gemi yolculuğu,
Güverteyi terkiyle başlar canın.
Ne halatı vardır bu yolculuğun,
Ne can yeleği.
Yağmur, yağmur, yağmur
Halat kopuk
Az bulunur beyazlık
Her mevsim sonsuz güven
Narin ilham
Kaç renk giyindin üstüne
Bunca yıl
Beyaz
Hep beyazsın
Yüreğimde
Artık ölmek istiyorum, yasaklı şehirde.
Felçli bedenim, ömrüm yük
Bırakın acının fotoğrafları
Sokak ortasında kalsın
Gözlerim puslu bir dünyaya dalmış
Arkamda
İpe asılı duran kaderim
PEYAMİNİN GÖZYAŞLARI
Bir Rüzgâr eser toprağa
Gözlerimi soyar hüzünler
Ağlamaz derler oysa hiçbir erkek
............Yanılırlar
Resimlerinin ardındaki siperlerdeyim
Platonik sevmenin utancıyla
Korkuyorum sana tekrar vurulmaktan
reçele benzer bizim sabahlarımız
bolca tatlı
biraz çeşni
arada bir kaynarız
kıvama gelmek için
dudaklarımızı silen peçetedir yaşam
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!