Masalları boyayalım çocuklar
Güzlerden dökülen yaprak romantizmi kalsın geriye
Kar sevdaları kirpiklerimizden damlarken
Kelimeler bakışlarımız olsun
Bayramları boyayalım çocuklar
Bizler sıradan çocuklardık
Nemliydi ellerimiz
Üşüyordu saçlarımız
Unutamamıştık erken büyümenin olgunluğunu
Düşlerimiz geceden gündüze bir türlü inmezdi
Pencerelerimiz acı çığlıklarıyla dolardı
boğuluyorum
tüm duygularım birikti yüreğime
boşaltacak musluğumda yok
bir iğne arıyorum
batıracak
damla damla boşaltmak için
Bizimkide çocukluk işte
çatıya anten kuruyoruz
Hayatı çeksin diye
bizler düşümüzü döktük toprağa
siz bedenimiz sandınız
ey siz topraktan doğanlar
biz ateşten doğduk diye küçümsemeyin
sizin şekil bulmanız içinde
ateş gerekir
bizler aşkı kaçırmak için sayfaları yırttık
romanlarımız bazı insanlarla sınırlı idi
birileri varken birileri nefes bile alamıyordu
kendimize bile sahip değildik
kendimizden gittikmi geri gelemiyorduk
Küçük şeyleri sevdim ben
Hala özlerim iki kulaklı saatimizi
Duvar halımız ilk arkadaşımdı
Resimleri ilk düşüm
Geyikleri avlamak hiç aklımdan geçmedi
Çocuk gibiydi bir havlunun üstünde
Küçüktüm
Yatak çarşaflarından yaptığım bez bebeklerdi İlk oyuncağım
Baharın geldiğini anlamazdım topraklar kokmasa
Bir odalı yarı açıktı otel odam
Ne hayallerim vardı ne aşka inancım
Çocuktum
Yüzümde yılların biriktirdiği kitaplar
Seyir halinde
Hayata karşı yenilgidir
Keskin kelimeler
Öyle bir köy kahvesi
Sigarası budanmış
Dumansız
Ekranda tek kanallı yayın
Türkçesi kırık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!