Öyle arkadaşların verdiği süper gazla ortaokul yıllarında karate, tekvando, judo ile biraz uğraştık işte. Uğraştık dediysem, olimpiyatlara, dünya şampiyonalarına gitmedik, bir iki ay öyle salonlara gittik geldik, bir de mahallede hava atıp hah huh diye el kol hareketleri yaptık arkadaşlarımıza...
Baktık olmuyor, halk oyunları daha güzel, sonra halk oyunlarına yatay, dikey, yandan, ortadan bilumum şekilde geçiverdik. Pişman mıyız? Yok, pek de sayılmaz. Neden derseniz, döğüş sporları, bireysel, oysa ki folklor, halk oyunları öyle mi... Haydaaaaaa, dediniz mi, davul, zurna, bir de akordeon sesi, hele de yanınızda elini tuttuğunuz bir kız varsa, değmeyin keyfinize...
Neyse gelelim tekrara tekvandoya... Cumartesi pazarları en büyük zevkimizdi, zevkimiz olmasına da, bayağı da ağır yapardık antrenmanları... Mahallede de bilirlerdi birçokları bizim tekvando ile uğraştığımızı, pek ilişmezlerdi, sokak kavgalarında ya da başka yerlerde bizlere...
Kuş beyinliler çok özel varlıklardır gerçekten. Kuş kadar da olsalar yine de bir miktar beyin bulunur bunlarda, oysa ki kuş beyinsizler de kuş kadar bile akıl yoktur. Kuş beyinliler rızkın kimden geldiğini ve onları hiç bir zaman rızıksız bırakmayacağını bilirler, kuş beyinsizler de ise böyle bir bilgi mevcut değildir... Yaşamak için yemek ile yemek için yaşamayı hep birbirine karıştırır dururlar...
Kuş beyinliler de beyin gerçekten çok önemli bir organdır. Her zaman gurur duyarlar kuş kadar akılları ile... Kuş beyinsizler de ise beyin olmadığından bazen omurilik soğanı ile bazen de dalak, böbrek veya mabadları ile idare ederler... Onları da yerli yerinde kullandıkları çok da fazla görülmemiştir... Hatta omurilik soğanını normal soğan zannedip yemeklerine katmaya bile kalkanları olmuştur bu kuş beyinsizlerin...
Kuş beyinsizler de müthiş bir açlık, fakirlik ve ölüm korkusu vardır. Kuş beyinliler de ise asla ve kata böyle bir korku bulunmaz, sadece Allah'dan korkarlar... Kuş beyinsizler biriktirmeyi çok severler. Bakkala ya da markete girdikleri zaman çoğu kere herhangi bir ihtiyaç maddesinden onlarca alır ve evlerinde stok yaparlar. Kuş beyinsizler ayrıca parayı çok severler, kuş beyinlilerin ise ne parayla ne de bankayla işleri güçleri yoktur...
Kuşlar gitmeyin buralardan
ne de güzel alışmıştık
kanatlarınızın rüzgar ile cengine
biliyorum
havalar soğudu buralar zor size
Evet sizde bilirsiniz ki memleketimizde kuş sütü eksikliği her zaman gündemimizin baş köşesini işgal etmektedir... Hükûmetimizin ivedilikle bu konuya el atması gerekmektedir... Kuş sütü bu zaten öyle kolay kolay ele geçen bir şey değil...
Güvenilir kaynaklardan aldığımız bilgilere göre, çok yakın zamanda biten Bakanlar Kurulu toplantısında ülkemizdeki kuş sütü eksikliğini gidermek için hangi tür kuşların yakalanacağı ve sütlerinin sağılacağı on iki saat süren bir toplantının sonunda belirlenmiştir... Ayrıyeten bazı durumlarda inek ve keçi sütlerine su karıştırılma durumlarını geçmişten bildiğimiz için, kuş sütlerine de su katılamaması için azami derecede dikkat gösterilmesi üzerinde önemle durulmaktadır...
Kuş Sütüne gereken önem verildiği zaman, hanımların sosyetik toplantılarında da bundan böyle ’’Aaaa burada bir kuş sütü eksik.’’ gibi sitemlerde ortadan kalkacaktır... Bu arada kuş sütünü kuşlardan sağma işini yapacak elemanlarında sekiz ay süren sıkı bir eğitimden geçirildikten sonra sahaya girecekleri ve ele geçen kuşları sağmaya başlayacakları milletimize önemle duyurulur...
''Uluslararası Tiyatro Enstitüsü 1948 yılında kuruldu. Bu enstitü 1961 yılında aldığı bir kararla 27 Mart gününü Dünya Tiyatrolar Günü olarak kabul etti. Her yıl enstitüye üye ülkelerde 27 Mart günü Tiyatro Bayramı olarak kutlanır.''
''27 Mart günü her ülkenin sanat ve tiyatro adamlarınca hazırlanan bir bildiri, sahnelerde okunur. Tiyatrolar o gece halka parasız gösteriler düzenler. Tiyatroyu halka sevdirmeye çalışırlar.''
Kuzeyliyiz biz
Dağlarla denizlerin birleştiği yerden
Takaların denizlerde
Ejderha olduğunu görürsün birden.
Çok kafamı bozmaya başladı bu zibidi... Hangi zibidi diyeceksiniz? Deyin o zaman ben de anlatayım Lan Sman bu zibidinin adı... Öyle ayrı durduklarına bakmayın aslında yapışık kardeştirler onlarda, benim kafamı bozdukları için çoğu zaman, ben ayırdım... Hatta ağızlarını bile yırtacaktım da caaart diye ortadan ikiye, neyse artık...
Adam ev satıyor, hemen araya sıkıştırıyor bu zibidiyi ''Hemen koşun, yetişin, almadan gitmeyin billahi darılırız, küseriz, konuşmayız, boz yaparız, hem de Lansman fiyatlarıyla...'' Hay dilinizi eşek arısı soksun, hatta, eşek arısı olmayan başka başka arılarda varsa onlarda soksun. Lansman kelimesi yerine Tanıtım Fiyatlarıyla demek çok mu zor?
Ama tabi, Türk Dili bozuluyormuş, yabancı kelimeler dilimizi istila ediyormuş, dil gitti mi elden böyle ufak ufaktan yabancı kelimeler kullanarak, bağımsızlığımız tehlikeye giriyormuş, sizin niye umurumuzda olsun ki... Ev satıyorsun dostum, lafı ağzında ya da başka bir yerinde eveleme geveleme yapmasan günaha mı girersin?
Limited Şirket Ortağı Bile Değiliz Abi Ne Stratejik Ortağı
Şirk kelimesini herkes bilir, Allah'a ortak koşmak anlamına gelen Arapça bir kelimedir. Şirket kelimesi de oradan gelir ki o da ortaklık demektir... Bakalım nasıl oluyor bu ortaklık...
Ülkede hiç bir renkliliğin olmadığı yetmişli yıllardı...
İki katlı sobalı evimizin yanında, onun da evi vardı
Belki o zamanın evleri biraz dardı
Ne önemi var yüreklerimiz genişti
Genişti be!!!
İki kızı ve bir küçük oğluyla beraber oturur
Bu memlekette, güzel yurdum Türkiye'de gün geçmiyor ki ilginç bir olay, bir aykırılık yaşanmasın... Bir cenaze levazımatçısının camında aynen şöyle bir ibare hem de kocaman kocaman yazılar ile ''LÜKS KEFEN TAKIMLARI.'' Şimdi ben bu yazıyı görünce gülsem mi, ağlasam mı, yoksa ölsem mi bilemedim. Siz ne yaparsınız onu da hiç bilmiyorum...
''Ölüm Allah'ın emri ayrılık olmasaydı.'' derler. Tabi ''Her nefis ölümü tadacaktır.'' ANKEBUT/57 ayetine istinaden. Dünyaya gelmiş herkes bir gün ruhunu Rahmeti Rahmana teslim edecek. Cennet ve cehennem, ahiret hayatı gerçeği, inanan insanlar için her zaman var olmaya devam edecek. İnanmayanların da kendileri bilir, hiç kimseye bu konuda baskı ve dayatma da yapamayız, yapmamalıyız asla...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!