Bu deniz yüzdürmez bizi, yüzdürmez
Buzlu dağlar sırtımızdan bastırır ha! .
Bu ova, bu bereket neye yarar?
Hakça paylaşılmadıktan sonra..
Nesimi'ye rahmet, derimiz yüzülür.
İklim avcısı yüreğim,
Delirdi yine gözlerinin baharına.
Ne sabah oldu düşlerim gecelerce;
Ne de gündüz hayallerim akşamcı...
En son geçtiğimde yanıbaşımdaydın.
Hiç yüksünmedin.
Ih bile demedin.
Yakılmadan önceydi sanırım.
Canım kızım:
Senin gözlerin çimen yeşili.
Bu yüzden yerde yaşamalısın.
Benim gözlerimse boncuk mavi.
Yani gökteyim.
Sensiz bir dünyadır kafam.
Toplayamaz ikimizi...
Gece sinsi ilerledikçe hücrelerimde,
Azalan içkilerce azalır insanımsılarım.
Korkmazdım.
Budaktan esirgemediğim
Kara gözlerim vardı.
Bilsem ki Azrail ayıracak bizi;
Hemen öldürürdüm onu.
Korkardım.
Çok yüce varlıkmışız meğer,
Sevdiklerimizi alırken birer birer
Yine severiz Tanrı'mızı...
Benlik maskeli kozmik portrelerimiz,
Bir ton duygu yüklü elem sunar aleme.
Gülünce binlerceydiniz.
Beyaz kelebekler uçuşurdu ışıltılı yüzünüzde.
Ağlayınca, baharı emziren kar suları çözülür…
Sel olur çağlardı, yeşil, mavi ve ela gözlerinizden.
Gördüm ki; ne ağlamanız kalmış, ne de gülmeleriniz.
Çanak/kale,
Çanağı kan kale! ..
Truva'dan Gelibolu'dan
İki kadeh kan sundu tarihe...
Kaz dağında Sarı Kız'ın gölgesi ağladı.
Ben ölünce üzülmeyin dostlarım.
Gülümseyerek anlatın yaşadıklarımızı.
Hani en çok kendine ağlarmış ya insan,
Siz sakın ağlamayın.
Ben ölünce,
Başım, gözüm, elim, ayağım olmayacak.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!