Yıldızlar senin yüzünü aydınlatır
Kutup yıldızından bakarsın
Ay bu gece suskun bakar denizlere
Senin mahzun duruşundur yakamozlar
Gözlerin kekik kokulu bal köpüğü bakışların
İçimi yaz güneşi kavurur
Güneşin aydınlığına gömdüm kuşkuları
Kara noktalı lekelerin kalbine,
Ve de kutup yıldızı bakışında
Giderek kararan yalnızlığımı
Sensizliğin gecelerinde avuttum
Kadehlerin dokunduğu dudaklarımda.
Bir adam yaşarmış;
Evimin tam karşısında
Ne gördüm ne duydum,
Burası koca bir şehir
Komşun ölse aylar sonra duyulur,
İnanın gözünüzün önünde
Pis kokular sarmış şehrin sokaklarını
Kaldırım taşlarında izler yürüyor
Karanlık gölgelere esir yalnızlık
Çarmıha gerilmiş masum bakışlar
Bitmeyen sancılar yürek sızlatır
Şehir tsunamilere gebe...
Bugece hüzün giysileri örtmüş üstünü
Üşümüş çıplak mutlulukların
Teninde ağaran şafak renginde
Gecenin mehtaba bakan yüzünde
Benim sana seslenişim her daim olsa da
Yaz akşamlarında bir başka solukludur,
Ter kokularında senin kokunu ararım
İçimde hiç dinmeyen özlemini...
Havanın nemi bunalttıkça bunaltırken
Bir bulut ağlar gözlerimde
Karanlıklarda soluk alır
Her nefeste aydınlanır gökler
Maviye tutsak yalnızlıklarında
Uzak iklimlerin kalp atışlarında
Karşı sahillere bir lodos vurur.
Bir ateş böceği kadar anlamlı
Ayakta duramaz fırtınalar
Savrulur iklim iklim
Her tarafta deli rüzgâr
Okyanuslarda kanar.
Aşk limanında suskundur duygular
Ne kadar susarsa sussun
Durduk bir kapının önünde
Sorduk anahtar kimde?
Dediler:Anahtar cebinizde,
Girebilmek için içeri
Eğilip bükülsenize...
Madende gece yıldızsızdır
Karanlıklar boğmuştur aydınlıkları
Bir kadın kara su ile yıkar yüzünü
"Karasuyun içinde kokun var mı? "
Ağlamak günah,dövünmek günah
Kader keskin bir kılıçtır boyunlara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!