Göğüs göğse çarpışırken nefer,
Biliyordu bu çıktığı son sefer.
Dönmeyecekler birçoğu geriye,
Koşuyorlar ölüm adlı meleğe.
Sıkılmıştı beklemekten siperde.
Aydın Türk’ün ana yurdu.
Vermez onu Altın ordu
Düşman İzmir’e girerken,
Bütün millet ağlıyordu.
Aydın Aydın güzel Aydın
Kara derili, kara kaderli
Dertleri ise katmerli.
Kışta bile ayakları terlikli,
Küçük yaşta elleri bebekli.
Erkekleri aslan yürekli.
Vatan aşkıyla yoğrulmuş hamuru.
Pazarda vardır çiçek balı.
Dağlardan gelir zeytinyağı.
Ayşe Teyze pazara gelmiş,
Elleriyle yapmış tereyağı.
Köy yumurtası farklıdır.
Yeminim var vatana, bayrağa, sancağa.
Atalarım bırakmış bizi bu al sancağa.
Ilık ılık kanımız aksa da kara toprağa,
Tüm canlar kurban olsun güzel vatana.
Adı Yaşar, soyadı Durukan.
Uzun boylu sarışın
Evin de bir oğlu gariban.
Karadeniz teknikten.
Muhacirdi Yeniköy’den.
Ülküsü, Nizamı Âlem.
Vuruldum sana Anadolu, sevdamsın.
Üç kıtadan geriye kalan anavatansın.
Sıcağında üşüyüp, soğuğunda yandık.
Kandan bayrak, candan vatan yaptık.
Şu aydının dağı pek dumanlı
Karla kaplanmış üstü çok havalı
Çamla dolmuş yamaç, tek sıralı
Eser durur deniz yeli bahar havalı.
Bereket fışkırır bizim sultan pınarı.
Tarihin yapraklarını çevirebilirsen çevir.
Neler göreceksiniz sen neler neler.
Ne şanlı zaferler, ne kahraman şehitler.
Tarihte eğilmemiş nice koç yiğitler.
Sarı Çinliler Korkudan Çin setini gerdiler.
Gün doğarken bir ses yükseldi Kaandan,
Bir tufan koptu Ergenekon adlı vatandan.
At sırtında geliyor Mete adlı kahraman.
Cumayı da kıldırdı beyaz kaftanlı Alparslan.
Mızraklar ışıldadı güneş batarken batıdan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!