Çocuklar oyunlar oynar;
Alt etme oyunudur bu,
Tuzaklar kurulur gelecek için
Oysa bilmez hiç biri, günün birinde,
Kapanın, hepsini kapacağını
Masumiyet örtüsü vardır üzerlerinde
Biliyorum
O değil ateşe veren
Ayrılık sahnesinin kuklalarını
Ay ışığının uzağında
Ferahlatmadı mı bizi
Ölü bir denizin mezarında biten çiçeğin kokusu
Yıldızların ucunda delinirken karanlık
Teselli olmadık mı
Göz bebeklerinde limanlar
Kuşatmışsa bağnazlığın soluğu
Koca bir halkın günahlarıyla dolu suskunluğu
Batıyorsa eğer
İçindekilerle birlikte
Kaderi kavrayan eller
Kendini kendisi için kurban edenlere ait bir sunaktayım.
Cimrilerin verdikçe acıktığı
Kanın kanla yıkandığı bir yer burası.
Sunak sunulana doymuş, yorulmuş.
Mahşeri bir kalabalık hep bir ağızdan: beni de al diye haykırıyor.
Mumyalandı yıllar önce
Gayya kuyusunda bir ruh
Yaşıtım,
Lâhit arkadaşım
Gittim
Rüzgårları kızgın bir sahildi
Daldıkça mezarcının küreği
Masumiyet çağında çiçek açan
Kutsal çiçeğin köklerine
Hiçbir şey elinde değildir kimsenin
Ağır ağır ezilir merdiven
Sonsuza bölünmüştür tarihin zihni
Cellat odur artık
Yokluk yoktur diyenlerin gözüyle
Baktı adam bir meteor çukuruna
Uçuruma benziyordu çukur
Biraz da yokluğa
Sonra gece indi
Mezarlar dolusu tabutlar
Taşıyor ölüleri
Eller kupkuru
Çatır çatır çatlıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!