Ey!
Ürkünç satlerin günahkâr meleği
Hangi lânetli yazgıyla
Sürüldün buraya
Gece
Hayatı doğurur insan
Gün doğunca
Yaşatma sancısı başlar
Nuh'a erdiren Tufan'ı Gördüm
Yitik zamanda muamma Çözdüm
Çıldırışa soyunmakmış hakikat
Kanıksamak
Bozguna uğramak
Kör olmakmış bazen
Arzuları nesnesiz
Günahlara uluyor
Lânetli mucizeler
Söz bitkin
Ölüm dilsiz
Fazlasını umsa da
Hiçbir şeydir insanın elinde olan
Gün gelir
Soğuk bir ürpertiyle yitirir renklerini
Kaybolur ölümün gözünde insan.
Vakit henüz erken
Mevsimlerden sonbahar
Hava hafif mi hafif
Gündüz korkusuyla uyanık
Her yer
Kol kanat gerer mi günahlara
Ellerimizle beslediğimiz yılan
İşte o zaman saklarız anılarda
Taş kesilmiş günahkar vücutları
Kim okur
Söyleyin
Tanrı kalemi kırdığında
Susup susup duran
Bir göğün dudaklarını
Konuştun mu hiç
Kurumuş dere yatağından
Denize koşan bir yengeçle
Dişlerin titreyerek
Kaynaştı mı eklemleriniz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!