Dökülün beynimde pıhtılaşan kelimeler dudaklarımdan
Tanrı'ya kurulmuş tuzaklardan uyanıp
Bağnazlığın vahşi ruhunu dilimle ezeyim
Ağarsın karanlık gökler kat kat
Taş kesilmiş ruhlar aydınlansın
Ey gizemlerin bekçisi kör karanlık
Sarıl çürüyen güzelliğime
Sakla beni
Neden anılır yoklukla adın
Varlığın tohumuyken varlığın
Ey ıssız göğün uçurumu
Bir kör bakışın çığlığında yankılansın
Son soluğun ferahlığı
Gömülsün yüz karasıyla
Sunaklara günah adayanlar
Kutsala tutsak bir melek çıksın ortaya
Kazanlarda kaynadı açlık
Bir damla göz yaşıyla
Yokluğun içinden gördü kör bir çocuk
Görenin açlığını
Yoktu kaybedecek bir şeyi
Nefretinden başka
Hayatın demir aldığı bir buz denizine
Buzlar kırılırken yetiştim
O da beni bekliyormuş meğer
Selamlaştık
Buz ülkesine sürülüyor insanlar
Etleri donmuş midyeler besliyor onları
Birlikte yürüyorlar
Karlı bir vadiye doğru
Kanları çekik
Doğmak istiyorum
Gün ölmeden
Küçük koyları olan bir deniz kenarında
Sevdanın buz mavisi gözlerine bakarak
İlâhi bakışın lânetini
Buztırnaklarla kazıdık
Bizi terkeden Tanrılarla yüklü
Açılan köprüden geçerken
Buz gibi bir ufka doğru gemiler
Titredi tunamayanların ellerinde
Ölüler sünger kadar hafif
İçimde ölüme gebe saatler
Mayhoş rüyalar satıyor kervanlar
Kemikler filizlenmiş
Kanatlanıyor ruhlar




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!