Ey sevgili
Ben
Deliliğin kutsal sağanağında yıkanıp
Kendi cesedime gülümsedim
Sen,
Ey, ölümlü yanımın kibri
Hani nerde o eski muhabbetler
Diye sorma bana
Ateş böceklerine dualar etti içimdeki dilenci
Eski bir kırışıklığın kıyısında kaybolan düşlerde
Kardelenler günahkâr gövdelere küskün
Ağaçların kokusu donuk sularda kayboluyor
Düşsüz ve deliksiz uykularda
Gülümse kadere
Sığmasın göklere
Düşünülmeyeni düşünmek
Ve ateşe vermek
Nehirler dolusu sandallarda
Sınırları dayanıksız benliğimin kıyımlarını
Renkleri kireç kokan
Rüyalarda kurdum
Seni dün gece
Dönüyordu karıncalar
Ilık gün ışığında
Kan kıvamında bir söz çıkar ortaya
Saçar yerde ve gökte olanı
Tek gözüyle görür,
Musa'yı saklar öbüründe
Deniz tabanından fışkıracak
Kadırgalarda yaşayan forsalar;
Akıntılar sürükleyecek kemiklerini
Yan yana uzanacaklar kumsallara
Çocukların ellerinde oyuncaklar olacak
Telden arabaların altında
Misket havaları çalardı
Arnavut kaldırımları
Biz üzerinde oynardık
Rast gelmesin ecel
Üzgün bir denizin üstünde
Ağaran günü bekleyen karanlığa
Tutmasın hiç kimse gecenin yasını
Kara bir bulut gibi yutsun dünyayı hüzün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!