benimlesin ve değilsin
olasılık yarışında
kâh bilinmez bir yerdesin
kâh her nefes alışımda
sen yokken de bende şarkın
ilk başta ilk çığlık ilk süt ilk meme
kurulan ilk beşik sallanan ilk düş
ilk bakış ilk gülüş ilk emekleme
atılan il adım yere ilk düşüş
ardından ilk sokak orda ilk dostluk
bir de baktım ki, ben bıraktığım yerde yokum, gitmişim
daha uzağa, daha batıya ve gittikçe daha soğuk ellerim;
uykularım daha kısa ve gördüğüm düşler daha vahim,
daha derin su çektiğim pınar, daha dik hedef tepelerim;
sesim bile daha yalnız ve daha yabancı bana, yanıtsız
bırakıyor haykırışlarımı, kaçıyor benden bir zamanki
anladım ki kurtuluş yok bu korkunç aymazlıktan
ayaklarım hep hep sana koşuyor hayranlıktan
gözlerinin siyahından bakışların karanlık
ben aydınlık süzüyorum o tatlı karanlıktan
“Acıyorsam sana anam avradım olsun,
Ama aşk olsun sana çocuk, AŞK olsun! ”
Can YÜCEL
kimileri günahtan, kimileri allah’tan yanayken, sen
hep halktan yana çocuk,
ay doğdu yuvarlak bir ayna gibi
gümüşten tepsiye dönüştü deniz.
ıslattı sahilin kirpiklerini
dalgalar – gözyaşı örneği temiz.
buz nefesli bir yel esti derinden,
babalar, babalar, babalarımız,
kadri geç bilinip erken gidenler;
onlarsız dengeyi yitirir de yer,
sanki yamuk basar ayaklarımız.
onlar dünyada en kutsal varımız,
kapatın pencereyi bu şarkı bitsin
en hasta bir makamın hüzün yumağı
yanmadan ocağında yanık bir sesin
çökmeden içimdeki teselli dağı
varsın o tatlı rüya hep devam etsin
kapatın pencereyi bu şarkı bitsin
geç karşıma, at ruhumu yangına,
gece saçlım, yağmur gözlüm, ay yüzlüm;
hapset beni bakışının ağına
gece saçlım, yağmur gözlüm, ay yüzlüm.
can korunda kaynattığın kahvenin
özenle bellediğini sandığı tüm bilgiler
sık elekten eleniyor deneyler masasında:
inançlar nasıl başlar ve biterse neden biter,
kurnazlığın payı nedir dürüstlük yasasında?
doğrunun doğruluğunu doğrulamak zorunlu,
doğar doğmaz doğruluktan fire verir doğrular.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!