Yanıktır sevda
Gönlün efkarını dil ikrar etmez
Taşısan deniz deryalar kar etmez
Yanarda içinde ateş küllenir
Ah şu sevdalar vuslata sabretmez
Yanmaya gör
Karlı dağlarda aşıklar gezer
Deryaya dalmış kuğusu yüzer
Yardan ayrılmış divane gezer
Sevda denizine dalmaya gör
Yansın dağlar
Aktı gözümden sellerim çağlar
Ben feleğe ne ettim el kol bağlar
Ben öldükçe devran demini sağlar
Yar yanımda olsun yansın dağlar, oy
Yara
dilim yara, dilim yara
dilden oldum gülüm yara
yaram içinde var yara
yara yara, yâr o yara
Yaralarım var
Sen sefanda sallın kurban olduğum
Uğrunda can verip sararıp solduğum
Divan dergah sevdasıyla dolduğum
Benim benden öte yaralarım var
Yaralı gül
İğde kokusu sarmış bahçeyi
Kaysı çiçekleri apak açılmış
Kuşlar fısıldaşıyor sevdayı
Yaralımısın
Keklik gibi dağa vurdun kendini
Ne ben bildim ne el bildi derdini
Ne kahırlar çektin aştın bendini
Yarama derman güzeller
gözüm güzellere takıldı gitti
gönlüm dalgalanıp eridi bitti
tazelendi yaram kanadı gitti
esmer sarışını salınmış gider
Yaram yardan
Sormaz oldun yar halimi
Çözemedin lal dilimi
Zemherimde sal gülümü
Yar bana bana
kurdum hamakları gül çardakları
yardan yarelerim yar gülmez bana
süsledim otakları tüy yatakları
salarım haberim yar gelmez bana
O gerçek bir şair. Aşkı tüm sadeliğiyle anlatan. Halktan biri... Bizden biri...
Ahmet Coşkun...
Onu tanıyalı bir kaç yıl oldu, ama onunla geç tanışmanın üzüntüsünü hep yaşadım... Benim onuncu kardeşim... Allah yüreğini salim etsin... onu çok sevdim ve seviyorum... Yaşayan en önemli şairlerden biridir..