Sazsız aşık
Dişleri tel ettim dudağı perde
Çok oldu düşeli ben bu derde
Gezip dolaşıyorum her bir yerde
Söylendim kağıda sazsız aşığım
Seferi
Düştüm şu gurbetin yaban eline
Sıladan haberler sorarlar bana
Gurbet yükü zordur senin neyine
Derdin mı var diye sorarlar bana
Seher yelleri
Bir güzele tutuldum seher yelleri
Es bağına gül kokusun getir bana
Söküldü göğüs kafesimin telleri
Esip gözlerinden karayı çal bana
Sekte gel
Ne gezersin hayalimde düşümde
Daglar sana dar mı geldi ceylanım
Bencileyin yara mı var döşünde
Bir görünür kaybolursun düze gel
Şem
Bir rüyada gördüm beni
Göz göz etmişler bedeni
Sordum varmı bir nedeni
Bir divana gönderdiler
Sen aşık ol
bir ışık yak şimdi daldaki gül
bülbül baysın renk cümbüşe
Sen aşkla gel ki
Bakma benim delidolu esişime
sen aşkla gel ki
Gel ki erisin şu dağların karı buzu
Gel ki yüreğime konsun kuşlar
Şenay
görünce ay avucumda donuyor
yıldız yağıyor bulut buz kesiyor
aşkın beni gözlerinden asıyor
ne olacak benim halim şenayım
Sen bana gelsen
Sen bana gelsen buluttan atıma
Bindiğim gibi yıldızları toplarım
Ay'ı yakalayıp boynuna takarım
Ferhat olmaz ki sevda dağında
Sen bana varmadın
dönüşü olmayan yol oldun yarim
peşinde koşmaktan düşüp yoruldum
sevdim kaldım sende ne oldu kârim
elde saz dilde söz deva bulmaz aşk
O gerçek bir şair. Aşkı tüm sadeliğiyle anlatan. Halktan biri... Bizden biri...
Ahmet Coşkun...
Onu tanıyalı bir kaç yıl oldu, ama onunla geç tanışmanın üzüntüsünü hep yaşadım... Benim onuncu kardeşim... Allah yüreğini salim etsin... onu çok sevdim ve seviyorum... Yaşayan en önemli şairlerden biridir..