Herkes gitsin yolunca
Yeşillenmiş bağlar bahçeler
Güzeller sevdiğini seçerler
Gelin olmuş kızlar göçerler
He valla
ısırınca gelmez dişe
faydasız olan her işe
uygunsuz bu hal gidişe
aklım ermez, he çatirem
He yârim
Katın rüzgârına savurdun
Yaktın ateşine kavurdun
Hey yâr hey yâr, he yaralıyım
Heybetli dağlar
Hey hey hey, heybetli dağlar
Göğün yükseğine dayanmış
Öylece mağrur duryorsunuz
Düze burun bükuyorsunuz
Heycanlı zamanlar
Gül dalına mendilleri biz astık
Dibinde çimenlerdi bize yastık
Ne geceler kaçak idik ay bastık
çılgınlar gibiydik aşka susardık
Heyhat
Feryat etmez mi sanırsın aşığı
Duyulmaz çığlığı dengi sudadır
Alkımdan pervane gözlerin içi
He zakir he
bülbül öter gül dalında oda gülün ah zarında
bin yıl kapı beklesem göze gelmez nazarında
tövbe deyip secd ettim sevdamın pazarında
şifa dağıtma zakir derman yok dergahında
H/icap
Beşiği buluttan kuş yuvası
Aşınmış otun çöpün serzenişinde cıbıl
Humma kuşum
Havalanma humma kuşu
Hangi dağa kurdun düşü
Geçmez bu dağların kışı
Gizli yaram bilmez eller
O gerçek bir şair. Aşkı tüm sadeliğiyle anlatan. Halktan biri... Bizden biri...
Ahmet Coşkun...
Onu tanıyalı bir kaç yıl oldu, ama onunla geç tanışmanın üzüntüsünü hep yaşadım... Benim onuncu kardeşim... Allah yüreğini salim etsin... onu çok sevdim ve seviyorum... Yaşayan en önemli şairlerden biridir..