Gece
Kaf dağına çıkıp oturdum
Sessizlik orucunda
Elimde çocukluktan kalan siyah bilyelerim
Kahve bir çift göz üzerimde
Kahve cam misket gözler
Deliliğe Özlem,
Deli gömleğine varlık nakış nakış işlenmiş,
Tebessümünde kader çizgileri yıllanmış,
Keskin dili kederi zehirliyor, hüzün panzehir
Kırık dökük piyesler hep şehir üstüne şehir.
Bir piyanonun tınıları
Bir piyanonun tınıları
Ahşap evimizin en alt katında
Rüzgârıyla savruluyor perdeler
Yeni bir tane daha yakıyorum,
Düşünebilmenin anahtarı ciğerlerimi zehirlemekte gizli
Aynalardaki görüntüler silik, anlamlaştıramıyorum.
Sesi hala yankılanıyor kulaklarımın içinde
Yolları yabancı,
Varlığından şüphe etmediğim düşünce dehlizlerinde
Elimde bir kalın sicim
Tertemiz doğmuş halde
Hayallerinden bir salıncak
Ayakların gök yüzünde
Tutunduğun kuru bir ağaç
Bütün gölgen önünde
Engin abi
Güneşin koynundan hasat sarı saçlarında başak başak ışıltı
Beyaz kefeniyle gülüşü meleklerden haber bedenine toprak fısıltısı
Son anlarında yalnızlık bütün dostlarından tek miras ve sessiz bir karanlık örtüsü
Yüzünde vicdan paftasında bir cellat maskesi, idam sehpası o köşedeki ağaç kendi elleriyle büyüttüğü
Buhranlı bir merasimin ardında kayıplara karıştın biliyorum
Soğuk musallanın üstünde mırıltıların uğultusunda yeniden garipsedin
Soğukkanlı siyah cübbeli imam soğuk elleriyle yıkarken bedenini
Parlayan inci dişlerinden ve yüzüne takılıp kalan gülüşünden titredi
Bilmiyordun, biliyorum…
Soğuk ve yağmurlu akşamlarda nemli oluyormuş yatağın
Ezeli özlem
Fikirlerle kazılmış bir dipsiz kuyunun kurak dilimlerine yazılmış şiirler var
Gökler ağlamaklı üzerine üzerine gelirken karanlık bulutlara aşk nükteli beyitler var
O kambur en acı nakışlarını derinin altına keskin bir kamayla işler gibi ruha işlerken oflar var
Sayısız meleğin, cinin ve envai yaratılmışın önünde bir sürgün sırtında şeytandan kambur vücut ve adem var.
Elinde çıkını ve sonsuz labirentli yolların sisli hayalleri ve ellerinde ruhani tütsüler simsarlar var
Adını ölüm koysam
Kapatsam dünyaya ruhumun bütün sırlarını
Vazgeçsem uğraşmaktan sonsuz değişkenleriyle
Başı belli sonlu hayatımın
Ve yüzleşsem gerçek yüzüyle
Hiç uyumamacasına uyanık kalsam
Affedilmezmiş
Yıkık bir viranenin ortasında
Ellerini dizlerine kavuşturmuş, oturmakta sessiz adam
Çamurlu yüzünde tertemiz gözyaşları var topraktan
Yankılanıyor sabah seherinin niyazları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!