Ahmet Bektaş Şiirleri - Şair Ahmet Bektaş

Ahmet Bektaş

Ters Yüz

Yüz: Yüzey, satıh; düzlem, alan, levha, 2. Boyut, data, yazılım, tasarı, ruh, soyut.
Ters: Gerekli olan duruma karşıt, zıt; bir şeyin içe gelen yanı, arkası. Kabul edilmiş olanın zıddı! Bu da kabul edilmiş olana görecelidir!
Ters yüz: Göreceli olarak yapılan bir belirlemenin sonucu, yansıması! Kabul edilen ya da esas alınanın tersi! Yani aslında aynısı!
Bir şeyin tersi ile yüzü tamamen göreceli oluşuyor. Yani tersi veya yüzü, hangisi esas kabul edilir ise diğeri ona göreceli “Ters” kabul ediliyor!

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Tesadüf

Tesadüf: “1. (isim) Yalnız ihtimallere bağlı olduğu düşünülen olayların kesin olmayan, değişebilen sebebi. 2. Rastlantı, rast geliş.”

Başlangıcı bilinmeyen bir şeyin teorisi, mutlak manada üretilemez; İzafi olur!
Sınırlanmış olan her şey, mutlak manada tesadüf olamaz! Tüm olasılıkların eşit olduğu sonsuz alanda ise zaten tesadüf olamaz! Açığa çıkan her ne ise onun tercih edilmesi gerekir; tercih ise olasılığı sonsuz ve eşit alanındaki eşitliği, tercih lehinde etkilemektir! Yani tercih olmadığında tesadüf de işlemez! Aslında “Tesadüf”, bir nevi tercihtir!

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Zamanın Ruhu

“Zamanın ruhu” nu anlamadan yapılan değerlendirmeler isabetli olmaz! Her oluşun bir zamanı ve zemini vardır! Yani Dünya boyutunda görünen her şeyin bir zaman ve mekan göreceliliği vardır! Olaylar, zaman ve mekan göreceliliğinde zamanın ruhuna uygun akar!

Diyalektik mantık, kavramsal ve mantıksal yöntem:
“Bir kavramdan diğerine aradaki çelişkileri yok ederek ilerleme yöntemine verilen isim.”

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Zaman Ve Boyut Konuları

“Boyutlar” Ve “Zaman Konusu” yazılarıma ek mahiyetinde.
Zaman ve mekan, 3. Boyutun (Maddi alan) konusu! 2. Boyutta Zaman ve mekandan söz etmek anlamsızdır!
2.Boyut, mana alanı; tüm veriler bu alanda iki boyutlu olarak kaydedilmiş, bir levha gibi düşünülebilir! 3. Boyutta ne var ise 2. Boyutta kayıtlıdır!
Madde boyutu, 3. Boyut! Ve ışık da (Tanecik ve dalga) madde olduğundan 3. Boyutun bir elemanı! 2. Boyuta dair olanlar, Işık ötesi bir “Nur” ile anca anlatılabilir 2. Boyuta dair olan “Data” sahibi bir ışık ötesi tesir… Yani ışık 3. Boyut, Nur ikinci boyutta! 3.Boyuttaki en önemli sınırlar şunlar; maddenin eskime diyebileceğimiz (Entropiye) tabi olması; zaman ve mekana bağlı olması!

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Zihin Kontrolü

Oyun kartları (İllimunati, tarot) kartlarıyla adeta kodlanan şeyler nasıl gerçekleşiyor değil mi? Çünkü o kartlarla oynarken o kartlardaki hedeflenen şeyleri adeta insanlar evrenden istiyor! Dinsel öğretiler de böyle ritüeller ve ibadetler ile istenenler açığa çıkıyor! Tabi ki evrensel sonuçları da açığa çıkıyor adaletsiz durumlar bu nedenle açığa çıkar. Başkasını esir edip cariye edip özgürlüğünü cinselliğini hiçe sayanlar o duruma düşüyor! Bu kodlamalar günümüzde daha da ileri seviyede yapılıyor! Zihin kodlaması veya subliminal mesajlar! Ama evren illa cevap veriyor.

Tarot kartlarındaki öngörüyü anlatıyordu bir yazar! Geleceğe dair bir kodlama ve yönlendirme tarot kartıyla bile yapılabiliyor ise milyarlarca insanın inancının yönetilmesi tarot yönlendirmesinden çok daha kesin çıkar! Yani geleceğe dair beklenti oluşturup sonra da "Bakın nasıl çıktı! " denir! Çıkmasın mı? Milyarlarca insanı o şeylerin çıkacağına dair yönlendirdiler! Hatta yönlendirenler kendi nesillerinin kutsal olduğunu da söyledi ki kıyamete dek işi sağlama aldılar!
Kurtarıcılar falan çıkacak, hem de bolca. Elbet bozguncu da olacak ki kurtarıcıya gerekçe çıksın. İşte kodlama budur! Perde arkasında ise bir ırk ya da güruhun rahatı vardır!

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Zıt Zata Ayna

Zıt: “Karşıt, ters”
Zat: “Kişi; Kendi, öz”
Ayna: “Işığı yansıtan, varlıkların görüntüsünü veren, cilalı ve sırlı cam, gözgü, mirat”

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Turnusol

Turnusol: Kimya da kullanılan ayıraçlardan bir tanesi. Asit ve bazları ayırt etmekte kullanılır. Asitle temas ettiğinde kırmızı, bazla temas ettiğinde mavi renk verir.

Şeytan önce kalbe şüpheyi atar, şüphe orada yer bulamaz ise sövmeye başlar…
Bu hakikat hayatın her alanında gözlemlenebilir.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Şey

Ne dilersen iste! Dilek, şeyi vücuda getirir! Aslen “Şeyler” yok, “Şey” var! Şey, her şey!

Şey, tek şey ama sınırsız farklı izafi algısı, çoğul gibi algılanmasına neden olur! Tercih, şeyin oluşmasındaki ilk boyut; tercih, soyuttur, tasarı da soyuttur! Şey, somut algılandığında 3. Boyuttadır! Hiçlikten tercih ile 1. Boyuta çekilir, tasarı ile 2. Boyuta, “Zerre” olarak da 3. Boyuta çekilir! 3. Boyuttaki madde algısı şeyin 3. Boyut halini ifade eder! Zerre, aslen tektir; sınırsız farklı algılanabilir potansiyeli, onun sınırsız sayıda olduğu zannını verir. Şöyle ki, her yeri gören birinin sınırsız göze sahip olduğu düşünülür! Zerre, sınırsız kapsamda farklı algılandığında sanki sınırsız şeyleri ifade ediyor zannını verir! Oysa tüm algılamalar, şeyin izafi görünümüdür! Görünen farklı ve çok sanılan “Şey” aynı “Zerre” gibi tektir. Çokluk, 3. Boyutun izafi algısının ürünüdür! Kuantum fizikteki “Zerre” yani maddenin algılanmasına kaynak olan “Şey”, tüm izafi alanı kapsar; bu nedenle maddenin esasına doğru gözlem yapıldığında, maddeye kaynak olan tercihe doğru yani 3. Boyuttan hiçliğe doğru bir bakış yapılmış olur! 3. Boyutta gözlemlenen somut şey, tasarı ve tercih olarak 1 ve 2. Boyutta soyut olarak vardır; bildik “Somut” haliyle 3. Boyut algılarına görünmez. Yani görünmez ve tutulmaz ya da 3. Boyut maddi gözlem araçlarıyla tespit edilemez!

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Eskime

“Ümit, arzulanan şeye erişme imkânının varlığına ilişkin bir duyudur.” Jeremy Rifkin / Ted Howard.

Enerji bir halden başka bir hale dönüşebilir; her dönüşümünde mutlaka bir kayba uğrar. Entropi (Eskime de diyebiliriz) her şeyde zamanın geçmesi ile olmakta ise tazeleme olmadan varlığın devamı nasıl mümkün oluyor? Zaman her şeyi biraz öldürüyor… Yeni doğan bir bebek büyürken negatif entropi toplar, aynı zamanda yaşamının devamı için yavaş yavaş da ölür… Ölüm denklik halidir. Hayat faaliyettir. Her şey her an biraz ölmeli ki hayatı devam etsin…

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Entelektüel

Aslında 'çölde feryat eden' biridir o.
Aydın, halka karşı, kamuoyuna karşı yerleşik sanılara karşı fikir yürütür.
Bu nedenle yazgısı anlayışsızlıkla karşılanmak ve halk tarafından sevilmemektir.
Misyonu karşı çıkma ve kandırmaktır.

Devamını Oku