Dedikodu
Sözlük manası; “Dedikodu: isim; Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşma, kov, gıybet, kılükal.”
Sözlük manası; “Kılükal: isim, Dedikodu, söylenti.”
Tam hatırlamıyorum, bir televizyon kanalında; sunucu, modacı ile sohbet ediyor ve ona bazı sorular yöneltiyor! Hani tek cümle ile sorup tek cümle ile cevap alınan türde! Sadece bu soru ve cevap aklımda kaldı!
Formlar
“Biçim ve şekil” genelde görünümle ilişkilendirilir! 3. Boyut için form, şeklen ifade edilir! “Boyut” konusundaki yazılarımda bahsettiğim; her şeyin, hiçlikten tercih edilerek 1. Boyuta, tasarlanarak 2. Ruhsal boyuta, maddi alanda algılanarak da 3. Boyuta çıkması konusu önemli!
2. Boyutta ruhsal tasarı alanı ya da levha-düzlemde “Data” konumunda olan bir etki, 3. Boyutta algılandığında bir forma bürünür! Ruh, bedene bürünür! “Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm” Tüm ruhsal alandaki levhadaki data formundaki veriler, 3. Boyutta algılanırken 3. Boyutun formuna bürünürler!
Gayr Alemi
Bildiklerinin gayrı ile harikalar yaratmayı dene... Düşünce ve bilgi, inancın emrinde… Bilenlerle bilmeyenler ayrımı… Bilen, bilmeyenin gayrı! Bilinen, bilinmeyenin gayrı! Rüya, bilinçaltının bilince mesajı; hayal ise bilincin keşif gezisi!
Bir daire düşünelim üzerinde sonsuz sayıda nokta bulunur! Bir noktayı işaretleyelim; diğer noktalar, o noktanın gayrıdır! Bir nokta hepsinin aynıdır ama işaretlenince gayr elde edilir! İşaretleme olmaz ise gayrı yoktur! Yani gayr, bir belirleme aracıdır! Matematikteki “Değil” konusu! Bu aynı zamanda “Ben” konusudur! “Ben”, herşeyin aynı iken belirlenince her şeyin “Gayrı” olur! İşaret etmek, belirlemek; bir şeyi sınırlamaktır! Bu sınır ile tanımlamaktır! Nihayetsiz bir alandan bir şeyi çekmek gibidir! Hiçlik alanı sınırsızdır, varlık alanı ise hiçin sınırsız potansiyelinden çekilmiştir! Bir şey ne ile, nasıl tanımlanır ise o tanımla sınırlanmış demektir! O halde o tanımlanan şey tanımın gayrı ile belirlenir! Yani aslı, tanımının gayrıdır! “Zerre küllün aynıdır! ” zerre hiçlik alanından varlık sahasına çekilir ise (belirlemek için) sınırlanmış olur. Çekenin ilmiyle, bakışıyla… Belirlenmemiş ise sınırsız belirlenmiş ise o sınırda bilinir!
Karanlığa yürüdü adam,
Sır vermezdi kimselere.
Koynunda sakladı,
En gizemli sevdaları,
Gece…
Gel
"Gel", "Kendine gel" gibi! İnsan, kendinde olduğunda tüm algıladıklarının farkına varır! Evrende, "Güzel-çirkin, iyi-kötü" algıya izafi, biri aynı şeye ya da davranışa "Güzel" der, bir başkası "Çirkin"; kişiye göreceli bir algılama var! Tüme bakıldığında ise evrende yaratılan her şey, "Doğru ve yerindedir"! Herkes, kendine uygun olanı çeker! Zaten insanlık tarihindeki tüm kavga ve savaşlar, birilerinin kendi izafi "Doğru" algısını herkese kabul ettirmek istemesinden kaynaklı! Hukuk ise kişiyi-bireyi, bu izafi algılardan korumak içindir! Yani bir bakıma hukuk, biri ya da birilerinin "Doğru" dayatmasından, diğerini- diğerlerini korur! Öyle umulur veya o amaç içindir!
Dinler arası geçişin, "Yatay geçiş" olduğu söylenebilir! Yani din içinde kalarak şerit değiştirmek gibi, istikamet aynı! "Deist" için inanç var, din konusunda ucu açıklık var! Yani Allah inancını illa bir dine bağlamak istemiyor gibi.
Geometrik Felsefe
Geometriyi ve fiziği içeren izahlar, felsefe boyutunda konuyu akla yaklaştırmaya yarar! Felsefe, tüm ilim ve bilim alanlarını potansiyelde kapsadığı için tek alanda tam yansımaz! Bilimin ya da ilimin tek alandaki açılımları, bütünü mutlak manada kapsayacak kadar gelişmemiş olabilir! Felsefe dahi, bilim ve ilim alanlarını tam kapsayacak kadar açılmamış olabilir ama potansiyel olarak bireyde izafi açılımları önemli!
Sual: Bunları bilmenin ne faydası var?
Cevap: Çok faydası var veya hiçbir faydası yok! Yani fayda da izafi!
Gerçek
Aldanma!
Yanlış, doğruyu; doğru da yanlışı göstermez!
Ama bil ki yalan, ancak bir gerçekten çıkar!
Evren Hakkında Kesin Bir İddia, Evrenin Belirli Bir Tarihçesi
Evren hakkında kesin bir iddia ileri sürülebildi mi, evrenin belirli bir tarihçesi yazılabildi mi?
Cevap: Başlangıcı ve sonu olmayan bir varlık için bir “Ad” bulmak gerekir mi? Ya da verilen ad, ne kadar kapsamlı olur? Yani evrenin işleyiş şekline ve var oluşuna dair verilecek bir isim, manayı tam karşılar mı? Ezeli ve ebedi olan bir işleyişin, varlığın sahibi olur mu?
Cevap, bu sorularda saklı! Başlangıcı ve sonu olmayan bir şeyin varlığından bahsetmek, 3. Boyuttan bakılarak yani “Zaman-mekan; iyi-kötü; güzel-çirkin” göreceliliğinin olduğu, başlangıç ve son kavramının geçerli olduğu maddi alandan o kadar da kolay olmaz! Bu kapalı bir alanda hapsolan birinin, sonsuzluğa dair kesin şeyler söylemesi gibidir; hapsolduğu alanda, o alanın imkanlarıyla “Sonsuzluk” yaşanmaz ama “Hayal” ile 2. Boyutta, bir fikir edinmek mümkün! Boyut değişince… “Ezeli ve ebedi” olan bir şey, sınırlı alanda tam olarak bilinmez! Bir şeyin bütünü, tam olarak kapsanamadığında elde olandan bütüne bakılır! Bilinenden bilinmeyene bakmak ise izafi, göreceli olur! O halde Evren hakkında kim ne iddia eder ise o, iddia edene göreceli olmak zorunda! Ya da iddiayı anlayana görecelidir! Bir şeyin bütünü bilinmiyor ise bilinenlerden bilinmeyene bir projeksiyon yapılır! Bilinenler, “Bilinç”, projeksiyon da “İnanç” olur!
Ezeli, başlangıcı olmayan; ebedi sonu olmayan bir sistem evren! İşleyişindeki çekim kuvvetleri hep dengede! Bir noktaya çöktüğünde de bir noktadan patladığında da bu kütle çekim kuvvetleri hiç bozulmuyor! Yani yok olmak istese de yok olamaz gibi düşünelim! Görünen ve algılanan her ne ise onun görünmesine ve algılanmasına sebep olanın, ezeli ve ebedi olmasını gerektirir. Zaten bir şey, ebedi ise ezelidir de yani sonu yok ise başlangıcı da yoktur! Yok olmaz!
Evrensel Enerji Dengesi
Hiçin potansiyeli sonsuz, evrenin enerji dengesi de sıfıra eşit!
Ne kadar pozitif var ise o kadar da negatif var! Negatif olmadan pozitif tek başına işlemiyor! Pozitif toplamak amacıyla yapılan ritüeller ve çalışmalar konusunda farklı metotlar, yollar ve öğretiler geliştirilmiş! Bu metotların çoğu maksadının aksine bir sonuç doğurmuş. Ya da maksadını karşılamıyor ama bunun farkına varılamıyor! Bir yanılgı girmiş araya! Pozitif çekme işi aslında bireyseldir! Bu bireysel çekimdeki metot da bireyseldir! Yani genel bir kural aransa da bu yine özelde açıldığından sonuçta bireysel alandan dışarı aslı bozulmadan çıkamaz! Birey evrendeki pozitife talip olurken açığa çıkan negatifi de hesaplamak durumunda olacak!
Evrende bir pozitif aktive edildiğinde onun birimi kadar negatifi de aktive olacaktır! Yani bir iyilik aktive olmuş ise o ölçüde bir kötülüğe karşılık gelecek! Bir kötülük aktive olduğunda ise yine aynı miktarda iyilik aktive olacak! Pozitif el de etmenin atığı olarak negatif de elde edilecek! Bunun işleyişindeki ayrıntılar çok müthiş! Pozitif elde etmek için iyilik yapmak öğretilir! Bu uygun şartlar için geçerlidir! Uygun şartlar neler? İyiliğin karşılığında açığa çıkacak negatif nasıl dengelenecek yani iyiliğin yapılmasına karşı gelen negatif nasıl dengelenecek? Bütün mesele burada! Uygun şartlar olmaz ise zaten iyilik yapmakla açığa çıkan negatif, ters teper! “Uygun şartlar nedir? ” sorusunun asıl amacı şu; pozitif ve negatif nasıl dengelenecek?
Evren
Evrenin ezeli ve ebedi olduğunu söyleyebilirim!
Ezeli, başlangıcı olmayan; ebedi sonu olmayan bir sistem evren! İşleyişindeki çekim kuvvetleri hep dengede! Bir noktaya çöktüğünde de bir noktadan patladığında da bu kütle çekim kuvvetleri hiç bozulmuyor! Yani yok olmak istese de yok olamaz gibi düşünelim! Bu ezeli ve ebedi olmasının da nedenidir. Zaten bir şey, ebedi ise ezelidir de yani sonu yok ise başlangıcı da yoktur!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!